Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU
Arkadaşımın seçim günü çalışmaları
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
Tvlerde seçim sonuçları açıklanırken arkadaşımla beraberdik. Sonra başka bir odaya geçip sohbet etmeye başladık. Arkadaşım da kendi seçim serüvenini anlatmaya başladı.
1978'den beri seçimlerde görev aldım. Çoğunluğu sandık kurulu başkanlığı. Son seçimde görev müracaatı yapmadım. Kafam iyice yorulmuştu. Ama seçimden bir gün önce alsam mıydım diye düşündüm.
Ama artık vakit geçti. Çokta önemli değildi. Seçimden birgün önce Sofular Camiine öğlen namazına gittim. Namazda uzun zamandır görmediğim Suriyeli Hasan Muhammed ve Mustafa kardeşler de gelmişti. Ayrıca bir başka Suriyeli Hasan daha vardı. Dördü de ilkokula gidiyorlardı. Üç kardeşler beni çok özlemişlerdi. 2014'ten beri ailece tanışıyorduk."
Sonra arkadaşın gözleri farklı ışıldamaya başladı.
Namazdan sonra sohbet edip, telefondan 33. Söz'ün pencerelerini okumaya başladık. Mihrabın tam önündeydik. Birden cami kitaplığında büyük Sözler gözüme ilişti. Hemen alıp kitaptan da takibe başladık. Tek tek sırayla okuyup açıklıyorduk. Çocuklarda iyice yorulma işaretleri görünce yemek için lokantaya gittik. Tavuk dürümleri yerken; 4 yıl önce de bu çocuklar okula gitmezken yine burda tavuk dürüm yediğimiz aklıma geldi. Çocuklar da hatırladı.
Karınlarını doyurunca tekrar camiye dönüp Risale derslerine devam etmişler.
Bu arada çocuklara Risale Haber'den bazı yazılar okumaya başladım. Buradaki yazılar çocukları çok etkileyip heyecanlandırdı. Daha da ilgileri yükseldi.
Yarın öğle namazında aynı camide buluşmak üzere vedalaştık.
Arkadaş burada çaylarımızı doldurdu. Konuşmasına ara verdi. Biraz da mahalli seçim değerlendirmesi yaptık. Sonra ee seçim günü ne yaptınız dedim.
Seçim günü öğle namazını kıldıktan sonra büyük Sözler'den beşimiz yine Risale-i Nur dersine devam ettik. Bu sefer birinci sözden ve sırayla okumaya başladık. Çocukların ilgi ve mutluluğu yüzlerinden okunuyordu. Bu yaşta Risaleyi gerçekten düzgün okumaları insanı coşturup mutlu ediyordu. Bu arada kardeşleriyle camiye gelen başka bir ilkokul öğrencisi Miraç da dinledikten sonra okuyup hediyesiyle camiden ayrıldı.
Sonra üç kardeşle beraber evime geldik. Onlarla yemek, meyve yeyip sonra da çay içtik. Bu arada annelerine telefon edip ikindiden sonra eve geleceklerini bildirdiler. Sohbet edilip eski hatıralar anıldı. Suriye/Haseki'de akıllarında kalan hatıraları anlattılar. Sonra en küçükleri Mustafa, Küçük Sözler'den 4. Sözü okudu ve kısa açıklamalar yapıldı.
Ellerinde tuttukları kitaplardan ikisi tarihi denecek hatıralara sahipti. Kapakları renkli kağıtla kapatılmış ve içindeki Üstadın adları silinip Abdullah bin Mirza yazılmıştı. Hatta birinin kapağında Hizmet Rehberi yerine, İslam'a Hizmet Rehberi yazılmıştı. Bu eserler 1970'lerin Hasanoğlan Öğretmen Okulu yıllarına ait, sırren tenevveret prensibine göre değiştirilmiş eserlerdi. Kim hayal ederdi ki Suriyeli mültecilerin akıllı çocukları aynı eserleri okuyacaklardı.
Sonra abdest alıp ikindi için yakındaki Akmescit'e gittik. Ben imam oldum. Namazdan sonra tokalaşıp ayrılırken, Küçük Sözler başta olarak, Arapça Risale ve çocuk dergileriyle evlerine yollandılar. Herpimiz sevinçli ve mutluyduk.
Arkadaşım kısa bir aradan sonra devam etti. Ben de dikkat ve ilgiyle anlatmasını teşvik ediyordum.
Akşam namazı için Akmescit'e gittiğimde cami cemaatinden Ahıskalı genç birinin ilkokula giden oğlu da vardı. Yine ben imam olmuştum. Namazdan sonra çocukla tanıştık ve namaz için tebrik ettim. Sonra yanımdaki Üstadı anlatan Rusça kitapçığı, Hastalar Risalesi'ni babasına, çocuk dergilerini okumak üzere oğluna hediye ettim. Bu dergiler Risale bakışıyla çıkartılan dergilerdi. Adı Onur olan çocuk ve babasıyla, görüşmek üzere vedalaştık. Okumaları sözünü de almayı unutmadım.
Camide iki tanıdık genç de vardı. Bunlar bunalımlı ve çareyi ara sıra camiye gelmekte bulan gençlerdi. Birkaç gün önce Akmescit'te sohbet edip Vesvese Risalesi'ni okumuştuk. Çok ferahlamış görünüyorlardı. Vesvese vb. hastalığa müptela Veli, Vesvese Risalesini çıkardı gösterdi. Sonra ışıklı caddenin oturaklarına oturup Veli'ye izah ederek okudum. Vakit yatsıya yaklaşırken vedalaştık.
Arkadaşım yorulmuştu. Noktası noktasına anlattıkları doğruydu. Fazlası da vardı ama mübalağadan korktuğu için anlatmadı..
Maaşallah senin seçim kazancın pek bereketli ve kazançlı olmuş dedim. Alacağın seçim parasıyla kıyaslanmaz.
O da dedi ki;
Risaleye talebe olmak için kendi yazdığımız eser gibi sahip çıkmak zorundayız. Yoksa eyy mirasyediler; yapmadığınız şeyleri niye söyleyip durdunuz dendiğinde söyleyecek sözümüz olmalı. Haza min fadli Rabbi.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.