Hilal ÇORBACIOĞLU

Hilal ÇORBACIOĞLU

Anneciğim beni duyuyor musun?

Soru: Çocukta duyarlılık eğitimi nasıl verilir?

“Anneciğim senin üzülmene dayanamıyorum.” “Sinekleri öldürme arkadaşım onlarında canı var.” “Baba şu yaşlı amcanın poşetlerini taşıyalım mı?” “Anne arkadaşım Ali’ye de kek götürmek istiyorum.”

Hangimiz çocuğumuzun hissedebilmesini, kendisinin dışındaki insanları da düşünebilmesini istemez ki? Hangimiz yardımsever olmasını, duyarlı olmasını, empati yapabilmesini, sahiplenme duygusunun olmasını, affedebilmesini, ilişkilerinde çıkardan uzak samimiyet kurabilmesini istemez ki? Hangimiz çocuğuna baktığında huysuz, huzursuz, edilgen, bencil, şiddete meyilli ya da ürkek ve çekingen bir suret görmek ister? Bir anne olarak tahmin ediyorum ki hiç kimse istemez son profili. Hiç kimse çocuğu öyle olsun diye çaba sarfetmez. Fakat çevremizde son derece şiddete meyilli, ahlaki ve evrensel değerlerin dışında, başkasını düşünemeyen, son derece bencil, hiçbir şeye değer vermeyen, diktatörlerle, savaşçılarla, narsistlere dolu. Bunların hepsi bir annenin çocuğu… Nasıl oluyor veya nerede yanlış yapılıyor da insan bu hale gelebiliyor!  Veya ne yapılmamalı da bir insan bu hale gelmemeli! Bizler anne babalarımızın imtihanıyken, bizim imtihanlarımızda evlatlarımız. Beğenmediğimiz, ötelediğimiz huylarımızı anne babalarımızın yanlış davranışlarının sonucu olarak görüp hayıflanmaktan ziyade, o yanlışları tekrar edip bir kısır döngüye dönüştürmemekle başlayabiliriz yada onları farketmekle…

Kalp ve irade eğitimi….

“Rahat Dur” “Yapma” “Yeter artık, çekil ayağımın altından” “Çok yaramaz  her yeri sürekli karıştırıyor” “Kızım o şekilde çözmeyeceksin o soruyu cevap doğru bile olsa gidişatın yanlış” “Öğretmenim bir dinleseniz. Hayır sus ve herkes gibi kurallara uy”  vs vs… uzayıp giden davranış değiştirmeye yönelik  bir yığın cümlecik.  Her birimizin davranışlarının, kontrolsüzlüklerinin, iradi davranışlar sergileyememesinin altında yatan cümleler. Amaç düzgün, sistemin ve  çevrenin istediği  gibi her şeyiyle tam bir insan yetiştirmek. Sonuç ise tam bir trajedi. Davranışcı eğitimin aksine ne ödül ne ceza ve nede şartlandırma. Tüm bunların dışında çocuğun fıtratında var olan özellikleri serbest bırakıp kalıba sokmadan sukunet halinde yönlendirebilmek… İnsan olduğunun keyfini çocuğa yaşatan duyarlılık eğitimi. Yani anne baba çocuğun eğitiminde sadece rehber.  İyi bir rol model olması çocuğun doğru olan davranışları tercih etmesi için yeterli. Koşulsuz sevgi ve anneyle kurulan duygusal bağ duyarlılık eğitiminin olmazsa olmazıdır.

Adem Güneş hocamıza göre “1-Çocuk bir işi neden yaptığını anladıkça 2-Yapacağı işi kendine örnek biri örnekçe yaptıkça 3-Yapabildiğini gördükçe adım adım irade kazanır” der. Dolayısıyla baskıdan, yönergelerden, emirden ziyade yapabilmesine olanak sağlayacak ortamlar oluşturmak, olumlu ve takdir edici bir davranışı benimsemek  gerekir. Montessorie Eğitimi duyarlılık eğitiminde en başarılı eğitim olarak kabul edilir. Montessorie ‘ye göre çocuğun  çeşitli duyarlılık  dönemleri   vardır, 6 tanesinden bahseder. Hepsiyle ilgili bilgi vermek şu anda mümkün olmasa da özellikle bir tanesinden bahsetmek gerekir.

Tam olarak 2 yaş döneminde başlayan ‘küçük detay’ dönemidir. Bu duyarlılık  döneminde  çocuk hevesle detaylara yönelecektir. Mesela elinizde bir hayvanat bahçesi resmi gösterirken aslanı görmesini bekleyebilirsiniz. Fakat bu dönemdeki çocuğunuz resmin küçük bir detayı olan, kenarda duran kızın elindeki lolipopu fark eder. Bu dönemdeki detayı farketme özelliğini, çocuğun duyarlılığını yitirmemesi ve hissetmesi için fırsata çevirebilirsiniz. Vicdan sahibi duyarlı bireylerin biliyoruz ki en önemli özellikleri  detayları  fark edebilmesi ve empati yapabilmesi. Bu dönemde merhamet hissinin açığa çıkması sakinleşen ebeveyniyle kainatı izleyen evladın; bir kelebeğin kanadını izlemesi,  bir çiçeğin yapraklarına hayret edebilmesi, kokusuna dikkat çekilmesi, bir karıncayı ezmemek için  dikkatli olabilmesiyle farkındalık uyandırılabilir.

Bu çocukta büyük bir farkındalık oluşturur.  Zihinsel eğitimle ruhuna hitap etmek duyarlılığa  birlikte adım atmaktır. Erich Fromm’un dediği gibi; “Sevgi bir etkinliktir; edilgen bir olay değildir; bir şeyin içinde olmaktır, bir şeye kapılmak değildir. Sevginin etkin özelliği, en genel biçimde şöyle tanımlanabilir: Sevgi vermektir, almak değildir.” Sevgi, merhamet ve kainata nakşedilen esmayı okuyup hissedebilen çocuklar  bu özveride bir hayat tercih edeceklerdir.

Duyarlılık eğitimiyle ilgili yapılabilecek birkaç ufak örnek;

1-Orman, deniz, sonbahar yürüyüşleri yapabilir, bu gezilerde ayrıntılara dikkat çekebilir ve   yürüyüşlerinizden hatıralar toplayıp inceleyebilirsiniz. Örneğin sonbahar yaprakları, deniz kenarından toplanan midyeler, kumlar ve bunlarla aktiviteler oluşturabilirsiniz. Duyusal havuzlar sonbahardan bir gece lambası veya baskı çalışması, midyeler ve deniz kumundan duyusal bir havuz ve içine atılacak birkaç oyuncak balık gibi…

2-Plastik oyuncaklardan ziyade organik ve ahşap oyuncakları tercih edebilirsiniz. Böylece çocuğunuzu çeşitli toksinlerden uzak tutmuş olursunuz, organik oyuncaklar duyu organlarını daha fazla çalıştırır.

3-Birlikte atık kutusu ve şişelerden kuklalar yapabilirsiniz.

4-Çocuğunuza küçük sorumluluklar verebilir ve bunları oyuna çevirebilirsiniz.

5-Evinize ziyarete gelen karıncaları evden uzaklaştırmanın yollarını beraber araştırabilir, onları incitmemek için sarfettiğiniz çabayı da görmesini sağlayabilirsiniz.

6-Evinizin bir köşesinde beraber bir çiçek ekip bakımını birlikte üstlenebilirsiniz.

7-İyilik yapan, hediye eden, komşusunun elindeki poşetleri taşımak isteyen, takdir eden, dikkatli dinleyen, onun duygularını gerçekten hisseden  bir anne- baba profili  görmesi yeterlidir.

Ve son olarak değerli Adem Güneş Hocamın dediği gibi “Çocuk ebeveyni tarafından duyuldukça  “duyarlı” olur.”  Çocuklarımızı duymak için önce bizler duyarlı olsak  onları ve kainatı  dinlememizi isteyeni dinlesek ne dersiniz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.