Anne seni çok özledim

Hayatım boyunca sığınacak, okşayacak ve sevecek olan annemin evini düşündüm. Sıkıntı anlarımda, hastalık zamanlarımda teselli arayıp boğulma derecesine geldiğim anlarda o şefkat ellerini öptüğümde, onun, “Haciyimin” (oğlum haci) telefuzuna kavuşunca rahatlıyordum.
Adeta bir sığınaktı annem. Bir tesellici, teşvikçi, ağır yükü tahammül için hep sabır telkin ediciydi. Ah anne!

Hele onun dualarını hep omuzlarımın üzerinden süzüldüğünü hissediyordum. O dualar vesilesiyle mahfuz kaldığımı, işlerimin kolaylaştığını yaşayarak hissediyordum.
Her gün hiç ara vermeden görüşürdük.
Bazan yanımda kalır, dizinin dibine oturur, ona birşeyler ikram etmenin hazzını yaşardım.
“Nasılsın anne” dediğimde; “Ha kurban” deyişini hiç unutamıyorum.

Yanımda olmadığı, ayrı şehirlerde kaldığımız zamanlarda, bir gün aramazsam, hem o, hem ben rahatsız olurduk.
Benim annem yemezdi, bize yedirirdi. Köyde misafirlerimiz hep olurdu. Çoğu zaman bir tavuk yakalar ve keserdik. Yemek pişirir, bize de ucundan, kıyısından tattırırdı. Ama o hiç ağzına almazdı.

Bu hasleti Cenab-ı Hak bütün annelere vermiş. Üstadımın ifadesiyle; hatta canavarlar dahi buldukları yiyecekleri ihtiyaçları olduğu halde yemez, yavrularına yedirirler.
Eline bir şey geçse, onu günlerce, hatta aylarca saklar, yemez, içmez, çocuklarına verirdi.

Benin annem bir başkaydı. Onun hep arzuladığı, sekerat anında baş ucunda Kur’an okuma imkanım olmadı. Tabutunun altına girip, ellerimle mezara koyamadım.
Anne! Seni çok özledim.

Sebeb-i vücudum olan annemin vefatından itibaren kendimde birşeylerin eksikliğini hissediyorum. O eksikliği nasıl telafi ederim diye birşeyler yapmaya çalışıyorum.
Her gün bir cüz okuyarak aylık Kur’an hatmini, her hafta bitirmeye çalıştığım Hizbü’l Envar’ül-Hakaiki okuyorum.

İşimiz gereği hac ve umre için uzun boylu yurt dışına çıkmadan önce ellerini öptüğümde, “Ya sen burada olmadığın bir zamanda vefat edersem. Sen olmadan ayrılırsam. Sekerat anında Kur’an okuman için bulunmazsan” diye iç çekerdi.

Bu bir his miydi, bir keramet miydi bilemiyorum, ama hacda iken Emr-i Hak vaki buldu. Onun vefatında bulunamadım. Okuduğum Kur’anların bağışladıklarımın içinde annemin olması bana bir inşirah veriyor.

En büyük teselli de, kabrin arkasında, o müttaki annemin beni beklediğidir. Rabbim bizi de affeder, layık olmadığımız halde mağfiret eder ve o annemin şefkat kollarının arasında kendimi bulacağımı ümid ediyorum.
Şefkat kahramanı, cennetin ayakları altında olan mübarek imanlı ve iffetli annelere selam, dua ve hürmetler ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.