Anayasa ve Said Nursi’nin önerileri

Bütün kesimlerin ortak görüşü:

Hakiki Demokrasi için Anayasa değişmelidir.

Değişimi siviller gerçekleştirmelidir.

Vesayet altında yapılmamalıdır.

Toplumun ortak isteklerini kapsamalıdır.

Elastiki, yani çekilecek her yöne gitme yumuşaklığında olmamalıdır.

Kısacası yüksek bir akıl gerekiyor. İnsanların zaaflarını bilen, beklentilerini çözecek ve en önemlisi uygulanmış veya uygulanacak tüm sistemler hakkında derin bilgiye sahip bir akıl. Buna ortak akıl da diyebiliriz. Zira ortak akıldan böyle bir sonuç çıkabilir.

Bediüzzaman’a göre bu yüksek akıl; Kur’andır. Zira bu akıl küllidir. Tüm asırları (geçmiş, gelecek) kapsar. Yaşamış tüm insanların istek ve arzularını anlar. Onların zaaflarını, ihtiyaçlarını, kaprislerini, cilvelerini veya sadistçe davranışlarını bilir bir akıldır.

O nedenle o yüksek aklın insanlığa önermiş olduğu metinden hükümler çıkararak uygulamak en doğru ve en kısa yoldur.

Adalet-i mahzayı önerdiğini herkes biliyor. Ama alt başlıklara inmek ve bunu bugünün dilinde Anayasaya madde olarak yazmak gerekiyor.

İlk öneri temel anlayış ve yaklaşım:

Demokrasi… Yani “Ve işlerde onlarla istişare et.” (Al-i İmran Suresi:159)
“Onların aralarındaki işleri istişare iledir.” (Şura Suresi:38) Ayetlerinin uygulamasını sağlamaktır.

İkinci öneri: bütün zamanlarda, bütün devletlerin (Asr-ı saadet hariç) ortak/zalimane uygulaması olan “Devlet için ferdin hukuku nazara alınmaz. Cemaat için fert feda edilir” kaidesini sonsuza dek Anayasadan çıkarmaktır. Yani hukukun üstünlüğünü sağlamak…

Bu kaide dayanağını şu ayetlerden almaktadır.

"Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez." En’âm Sûresi, 6:164

"Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de birisini diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur." (Mâide Sûresi, 5:32.) Yani bir kişinin hakkını bütün insanlığa dahi feda etmemek…

Üçüncü öneri: Anayasal vatandaşlık, imtiyazsız bir toplum… Bu maddenin dayanağı da şu ayettir.

"Müslümanlar ancak kardeştir." (Hucurât Sûresi, 49:10.)

Dördüncü öneri; Müslümanların birliğini sağlayıcı tedbirleri almak… Bu maddeyi ise şu ayetler emretmektedir.

"Allah’ın dinine ve Kur’ân’a hep birlikte sımsıkı sarılın." (Âl-i İmran Sûresi, 3:103.)
"İhtilâfa düşmeyin; sonra cesaretiniz kırılır, kuvvetiniz de elden gider." (Enfâl Sûresi, 8:46.)

Beşinci öneri; Yöneticilerin milletin hizmetkârı oldukları anlayışını sağlamak…

Bunun dayanağı ise şu hadis-i şeriftir.

"Milletin efendisi, onlara hizmet edendir." (el-Mağribî)

Bu önerileri çoğaltmak mümkündür. Ancak Anayasanın yeniden yazıldığı şu günlerde sadece bu önerileri hayata geçirmek bile netice almak için yeterli olacaktır.

Kısacası imtiyazsız bir toplum, Zulüm etmeyen bir devlet, hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu bir ortam, güç birliğinin ön plana alındığı bir anlayışı oluşturmaya yetecek kadar külli düsturlardır.

NOT: Bediüzzaman Said Nursi bu önerileri Adnan Menderese yazdığı bir mektubunda (Emirdağ Lahikası sh. 319) ağırlıklı olarak önermektedir. İsteyen o mektuba bakabilir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum