Allah’ın nûrunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar

Allah’ın nûrunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Tevbe Sûresi 32-33. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

32-Allah’ın nûrunu ağızlarıyla (güyâ) söndürmek istiyorlar; hâlbuki kâfirler hoşlanmasa da Allah, mutlaka nûrunu tamamlamak ister.(1)

33-Müşrikler hoşlanmasa da, onu (İslâm’ı) dinlerin hepsine üstün kılmak için, Resûlünü hidâyet ve hak dîn ile gönderen O’dur. (2)

(1)“Her kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir sabah olduğu gibi, nev‘-i beşerin (bütün insanlığın) dahi bir sabahı, bir baharı olacak inşâallah! Hakīkat-i İslâmiye’nin güneşi ile, sulh-ı umûmî dâiresinde (umûmî bir huzur içinde) hakīkī medeniyeti görmekliği, rahmet-i İlâhiyeden bekleyebilirsiniz!” (Mektûbât, Hutbe-i Şâmiye, 410)
Ayrıca İslâm Dîni’ni bozmaya çalışan bir kısım ehl-i dalâlete verilen cevablar için bakınız; (Mektûbât, 29. Mektûb, 283-293)

(2)“(Bu âyet-i kerîme) kemâl-i kat‘iyetle (kesinlikle) ihbâr ediyor (haber veriyor) ki: ‘Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın getirdiği din, umum dinlere galebe çalacak (üstün gelecek).’ Hâlbuki o zamanda yüzer milyon tebaası bulunan nasârâ (hristiyanlık) ve yahudi ve mecûsî (ateşperest) dinleri ve Roma, Çin ve Îrân hükûmeti gibi yüzer milyon tebaaları bulunan cihangîr (dünyaya hükmeden) devletlerin edyân-ı resmîleri (resmî dinleri) iken, kendi küçük kabîlesine karşı tam galebe edememiş bir vaziyette olan Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm’ın getirdiği dîni, umum dinlere gālib ve umum devletlere muzaffer olacağını ihbâr ediyor. Hem gāyet vuzuh ve kat‘iyetle (açık ve kesin) ihbâr ediyor. İstikbâl, o haber-i gaybîyi, Bahr-i Muhît-i Şarkī’den (Büyük Okyanus’tan) Bahr-i Muhît-i Garbî’ye (Atlas Okyanusu’na) kadar İslâm kılıncının uzamasıyla tasdîk etmiştir.” (Lem‘alar, 7. Lem‘a, 25)