Allah’ın huzurunda

Allah her yerde hazır ve nazırdır. Her an Allah’ın huzurundayız; uyurken, gezerken, dinlenirken, çalışırken yani hayatımızın her anında. Huzur bulduğumuz anlar, O’nun huzurunda olduğumuzun farkında olarak yaşadığımız anlar, huzursuz olduğumuz anlar da dünyevi ve şahsi işlerle meşgul olduğumuz anlar değil midir?

Bir de huzura çıktığımız özel anlar vardır. Önce temizlenir, abdest alır, üstümüze başımıza çeki düzen veriri öyle çıkarız huzura. Sultanlar sultanına muhatap, dost ve sevgili bir kul olmak, yakınlaşmak, hakiki teselli, rahat ve huzur bulmak istediğimizi açıkça gösteririz. O’nun huzuruna durup aczimizi ve fakrımızı beyan etmeye, ulu dergâhına yüz sürmeye gideriz. O’nun lütuflarına erişmeye çalışırız.

Niyetimiz halistir, yakınlaşmaktır, hatta yapyakın, daha da yakın olmak, daha da ötesi O’nun varlığında kendi hiçliğini tatmak, bu hiçlikte de O’nu bulmaktır. Niyetimiz halis olmaya halistir ama O’na yaklaşma arzumuzu ne kadar ifade ediyor? O’na hangi yaklaştırıcı kelimelerle hitap ediyoruz?

Allah’ın huzuruna durup da ilmihal kitaplarındaki; “Niyet ettim Allah rızası için …” ifadesini kullanmak, yaklaşmak ve hiçliğimi hissetmek açısından bana biraz mesafeli ya da uzak gelmiştir hep.

Allahım! Rabbim! Mabudum! derken nasıl içten ve candan sesleniyorsak, niyetimiz de öyle olmalı değil midir?

Doğrudan doğruya; “Allahım niyet ettim Senin rızan için…” dememiz icap etmez mi?
Çünkü O bizi muhatap alıyor, bizden kulluk ve ubudiyet istiyor. O halde O’nun huzurunda, O’na yaklaşma arzumuzun bir göstergesi olarak, içtenliğimizi ifade eden halis kelimelerle muhatap olmalı değil miyiz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum