Allah’a iman, Allah’ın vücud ve vahdetine imandır

Allah’a iman, Allah’ın vücud ve vahdetine imandır

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Bakara Sûresi 8. âyetin Tefsiri

S – 1 يَقُولُ ile 2 اٰمَناَّ nın mercileri bir iken, birisinin müfred, diğerinin cem’ sîgasıyla zikirlerinde ne hikmet vardır?

C - Zarif bir letâfete işarettir ki, imanın mevsufu cem’ ise de telaffuz eden müfreddir. 3 يَقُولُ اٰمَناَّ cümlesi, onların iman dâvâlarını hikâyedir. Bu cümlede dâvâlarının reddine iki cihetle işaret edildiği gibi, dâvâlarının takviyesine de iki vecihle ima edilmiştir. Şöyle ki: يَقُولُ kelimesi, madde cihetiyle onların iman dâvâsının ayn-ı itikad olmayıp ancak kuru bir sözden ibaret olduğuna işarettir. Kezâlik, muzari sîgasıyla zikrinde, onları aleddevam yaptıkları müdafaaya sevk eden, vicdanî bir sebep değildir, ancak halka karşı bir riyakârlık olduğuna işarettir.

Dâvâlarının takviyesine yapılan işaretler ise, اٰمَناَّ fiil-i mazînin hey’etinden “Biz ehl-i kitap cemaatleri, eskiden beri mü’miniz. Şimdi imandan geri kalmamıza imkân yoktur” gibi takviye edici bir delil tereşşuh ettiği gibi, cem’e râci olan نَا zamirinden de “Bizler bir fert gibi değiliz, ancak muhteşem bir cemaatiz. Yalana tenezzül etmeyiz” gibi ikinci bir takviye daha çıkıyor.

4 ﴾ بِاللهِ وَبِالْيَوْمِ اْلاٰخِرِ ﴿ Kur’ân-ı Kerim, hikâye ettiği şeyleri ya aynıyla alır veya meâlinin ahzıyla veyahut ibaresinin telhisiyle bir tasarruf yapar. Birinci ihtimale göre, onların erkân-ı imaniyeden yalnız bu iki rüknü izhar etmeleri, rükünlerin en mühimlerini izhar etmekle sadakatlerini göstermeye işarettir. Ve aynı zamanda, onlardan en ziyade kabule şayan, zûumlarınca bu iki rükündür. İkinci ihtimale nazaran, Cenâb-ı Hakkın, imanın rükünleri içinde kutup sayılan bu iki rüknü tahsis etmesi, onların kuvvetle iddia ettikleri iman, dine iman olmadığına işarettir. Çünkü bu iki rüknün de muktezasına amel ve itikad etmemişlerdir. ب ’nin tekrarı, her iki rükne olan imanın bir cihetten olmadığına işarettir. Çünkü, Allah’a iman, Allah’ın vücud ve vahdetine imandır. Yevm-i âhirete iman ise, o günün hak olduğuna ve muhakkak geleceğine imandır.

1 : Diyor ki. 
2 : İman ettik. 
3 : İman ettik derler. 
4 : Allah'a ve âhiret gününe.

1 (وَماَهُمْ بِمُؤْمِنِينَ) : S – 2 اٰمَناَّ’ya müşabih olan 3 وَمَا اٰمَنُوا’ya tercihen وَماَهُمْ بِمُؤْمِنِينَ olarak cümle-i ismiye ile denilmesinde ne hikmet var?

C - Birincisi: Her iki اٰمَناَّ arasında görülen zâhirî tenakuzdan içtinap etmek içindir.

İkincisi: اٰمَناَّ ihbar değildir, inşadır. İnşa, nefiy ile tekzip edilemediğinden وَمَا اٰمَنُوا denilmemiştir.

Üçüncüsü: اٰمَناَّ cümlesinden zımnen istifade edilen 4 نَحْنُ مُؤْمِنُونَ cümlesine nefiy ve tekzibi ircâ için وَماَهُمْ بِمُؤْمِنِينَ denilmiştir.

Dördüncüsü: Onların adem-i imanlarının devamına delâlet etmek için cümle-i ismiye ihtiyar edilmiştir.

S - Nefyi ifade eden مَا cümlenin evvelinde bulunduğu halde, cümleden istifade edilen devamı nefyetmeye delâlet etmediğinden hikmet nedir?

C - Nefiy, kesif bir harfin medlûlüdür. Devam ise, cümle-i ismiyenin heyet-i hafifesinden istifade edilen bir mânâdır. Binaenaleyh, kesif kesife, yani nefiy, imâna daha karibdir.

S - وَماَهُمْ بِمُؤْمِنِينَ’deki haber üzerine harf-i cer olan ب’nin duhulü neye işarettir?

C - Onların zahiren imanları varsa da, hakikatte imana ehil ve lâyık insanlar olup, mü’minîn sınıfından addedilmediklerine delâlet için مَا’nın haberi üzerine ب dahil olmuştur.

1 : “Onlar mü'min değiller, inanmadılar.” Bakara Sûresi, 2:8. 
2 : İman ettik. 
3 : İman etmediler. 
4 : Biz mü’minleriz.

Bediüzzaman Said Nursi
İşaratü'l-İ'caz