Allah tuzak kurmaz mı?

Tuzak, insansı ve imtihansı bir kelime. İblisin insana kurduğu tuzak, yasak ağaç ve Hz. Âdem ile Havva'nın aşk-ı beka ile imtihanı. Herşey bu tuzakla başlamış gibi. Şerrin tuzakları da tabiatı gibi ademîdir, yokluksaldır. Bizim kelimeye verdiğimiz mana bu yüzden ademî olanla kardeş, yani şerle. Nerede bir tuzak var, oradan 'hayır' beklemiyoruz. Bir gözü şeytana bakıyor. "Şeytanın bile aklına gelmez!" diyoruz. Kelimenin ortaya çıkışı İblis'le olan kavgamızla irtibatlanınca tarifimiz de illa o ilk hatıradan birşeyler alıyor.

"Adem şerr-i mahz, ve vücud hayr-ı mahz olduğunu, ehl-i tahkik ve ashab-ı keşif ittifak etmişler. Evet, ekseriyet-i mutlaka ile hayır ve mehâsin ve kemâlât, vücuda istinad eder ve ona râci olur. Sureten menfi ve ademî de olsa, esası sübutîdir ve vücudîdir. Dalâlet ve şer ve musibetler ve mâsiyetler ve belâlar gibi bütün çirkinliklerin esası, mayası ademdir, nefiydir. Onlardaki fenalık ve çirkinlik, ademden geliyor. Çendan suret-i zâhirîde müsbet ve vücudî de görünseler, esası ademdir, nefiydir."

Bu açıdan bakınca "Allah tuzak kurmaz!" diyebiliriz ve hakikaten Metin Karabaşoğlu abi bir seminerinde söylemişti. Şöyle de bir örneği vardı: "Bir dönem çocukları/bebekleri sık kucağa almanın onların özgüven gelişimini kötü etkilediği; bu nedenle kucağa alınmak istediklerinde, hatta ağlasalar bile, bundan kaçınılması gerektiğine dair şeyler söylenirdi pedagoglar tarafından. Arkadaşlar, Allah tuzak kurmaz. Bebeğin içine kucağa alınmak gibi masum bir arzu koysun. Annesinin gönlüne kucağa almak için şiddetli bir şefkat yerleştirsin. Sonra da kucağa almak/alınmak bebek ve anne için kötü birşey olsun. Bu mümkün değil. Allah, mahlukatına böyle tuzaklar kurmaz."

Bir keresinde de, sanıyorum Ene/Zerre Risalesi derslerindeydi, şöyle birşey söylemişti Metin abi: "Varlığın, eşyanın hidayet ve dalalet karşısındaki duruşu nötr/tarafsız değildir. Yani varlık her iki türden de yorumlamaya açık bir bilgi içermiyor aslında. İzafî değil. Spesifik değil. Göreceli değil. Varlık hayır üzerine. Varlık tevhid üzerine. Dalalet, her iki öğretiyi de destekleyen deliller kainatta varolduğu için ortaya çıkmıyor. Daha hissî bir düzeyde başlayan bir sapma, ardından yaptıklarını meşrulaştıracak bir teolojiyi de üretiyor. Şöyle birşey yok yani: Allah kainata hem dalaleti hem tevhidi gösterecek deliller serpiştirip insanlara tuzak kurmuyor."

Twitter'da paylaştığımda haklı olarak Mona İslam abla şöyle itiraz etmişti: "Nasıl Allah tuzak kurmaz? Enfal sûresinde kendisi buyuruyor: 'Küfre sapanlar, seni tutup bağlamaları yahut öldürmeleri ya da yurdundan çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kurarlar, Allah da tuzak kurar. Ama Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.' Bunu buyuran Allah'a nasıl 'tuzak kurmaz' deriz?"

Beşer tuzağı nasıl anlar? Allah tuzak demekle ne buyurur? Varlığı hayır/varlıksallık üzerine yaratmış olan Allah'a tuzak gibi şer ile irtibatlı birşey nasıl atfedilir? Ben bunu da, işte, ilgili ayette geçen bir kelime ile anlıyorum. Mealler bu nüansı ıskalatıyorlar. Ayette, Allah, tuzak kuranların en 'büyüğü' değildir; (hâşâ) en 'kurnazı' değildir; (hâşâ) en 'içten pazarlıklısı' değildir.

Ya nedir? "En hayırlısıdır." Çünkü onun tuzakları, kâfirlerin yokluksal/ademî hamlelerini boşa çıkarmak içindir. Adem kuyuları oluşturmak için değil. Aynı kelimeyi kullanıyoruz, ama aynı manada değil. Allah bize, tuzak gibi, beşerce şerre en yakın duran kelimelerden/fiillerden birisinin bile aslında varlıksal bir amacı olduğunu hatırlatıyor. Kendisine nisbet edildiği an, subhaniyeti icabı nasıl rengi değişiyor lügatin, onu gösteriyor.

Şimdi, hayatında sana kurulmuş tuzakların tamamına böyle bak. "Kesb-i şer, şerdir; halk-ı şer şer değildir..." cümlesinin izlerini onlarda da göreceksin. Yüzün şahıslardan kadere, cüzî iradelerden takdir-i Hûda'ya döndükçe her işin, fiilin rengi değişecek: "Vacibü'l-Vücud, zatında, mahiyetinde mümkine benzemediği gibi, ef'alinde de benzemiyor." Şeytan bir tuzak kurar. Sanır ki Hz. Âdem ile Havva'ya bir kötülük etti. Allah bir tevbe imkanı yaratır. Şeytanın bütün hesaplarını boşa çıkarır. Şer sanılan birden neticeleri itibariyle daha büyük bir hayra dönüşür. Acaba Hz. Âdem ile Havva'yı kandırmakla şeytan mı tuzak kurmuştur, yoksa Cenab-ı Hak mı şeytana bir tuzak kurmuştur? İyi düşün. İki insanın cennette gördükleri ikrama haset etmişti. Şimdi milyonlarcasının sonsuz saadetine şahit olacak.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum