Halil İbrahim DEDE

Halil İbrahim DEDE

Allah razı olsun

“Allah razı olsun!” duası ne güzel bir dua, değil mi? Bir insanın isteyebileceği en büyük, en âli istek Cenâb-ı Hakkın rızasıdır. Öyle ya, Cenâb-ı Hakkın rızasını kazanan bir insan daha ne isteyebilir ki?

Millet olarak, bu üç kelimelik büyük duayı çoğu zaman teşekkür etmek yerine kullanmak gibi güzel bir hasletimiz var. Bu büyük milletin, küçük bir ferdi olarak ben de teşekkür etmek yerine “Allah razı olsun” demeyi tercih edenlerdenim. Çoğu zaman teşekkür etmek yerine bu büyük duayı etmeyi daha değerli ve anlamlı bulurum. Ola ki duaların kabul edildiği bir âna denk gelir de Allah’ın razı olduğu kulları arasına yazılır o ân dua ettiğimiz kişi diye…

“Teşekkür ederim” yerine “Allah razı olsun” demeyi tercih ettiğimden ve bunu kendime âdet edindiğimden dilime pelesenk olmuş bu güzel duandan dolayı başımdan geçen ve güzel bir hakikati anlamama da vesile olan bir olayı anlatmak istiyorum.

Dedim ya hani, teşekkür etmek yerine Allah razı olsun duasını etmeyi tercih ettiğimi. Yine, teşekkür etmem gereken bir durumda bu alışkanlığımdan dolayı “teşekkür ederim” yerine “Allah razı olsun” demiş bulundum. Ama ben, o ân teşekkür etmem gereken kişinin bu duayı hak etmediğini düşündüğümden, ona, Allah razı olsun, demiş olmaktan rahatsız oldum. Zira haramları hayatının merkezine koymuş, yaşantısını da bu haramların etrafında heba eden. Müslüman ama İslamiyet’in emir ve yasaklarına uymayan ve de bu haramları işlemiş olmaktan pişmanlık duymasını bir tarafa bırakın, memnun bir şekilde anlatmaktan geri durmayan, yani fâsık-ı mütecahir sınıfına girdiğini bildiğim o kişinin bu duayı hak etmediğini düşündüğümden, ona, Allah razı olsun, demiş olmaktan rahatsız oldum…  

Hâli, yaşantısı, fikriyatı itibariyle Allah’ın razı olacağı bir hâl, yaşantı ve fikriyatta olmadığını bildiğim için bu duayı hak etmediğini düşündüm.

Bir taraftan da bu düşüncelerimle suizan ettiğimi düşündüğümden, o kişiye karşı suizan etmiş olmaktan da ayrı bir rahatsızlık hissetim içimde…

İçerisine düştüğüm bu suizannın verdiği rahatsızlık ve bu halim üzerine, bu ruh haliyle tefekkür erken “Allah razı olsun” duasının içerisinde  “Allah, sana, içerisine düştüğün bu haram bataklığından çıkarak uyanmanı ve bu halden nedametle, pişmanlıkla tövbe edip kurtularak, Allah’ın razı olacağı hale ulaşmanı nasip etsin” duasını da içinde barındırdığı düşüncesi düştü kalbime. Kalbime düşen bu mananın hakikat olup olmadığını araştırdığımda: İmâm-ı Rabbânî (r.a.) hazretlerinin Mektûbat tercümesinde kalbime düşen bu manayı doğrulayan bir şerh gördüm.  Böylelikle içerisine düştüğüm suizan ve ruh sıkkınlığından kurtuldum elhamdülillah.

“Allah razı olsun” duasını Rabbim dilimizden düşürmesin. Rabbim bizlerden razı olsun ve ihlâsla rızasını esas maksat yaparak amel etmeyi ve bu niyet üzerine vefat etmeyi nasip etsin. Âmin!

Selâm ve dua ile..

facebook.com/dedehalilibrahim

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
6 Yorum