Allah, hemen cezâlandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı!

Allah, hemen cezâlandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı!

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Fatır Sûresi 41-45. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

41-Muhakkak ki Allah, gökleri ve yeri yıkılırlar diye (kudreti ile) tutuyor. And olsun ki eğer yıkılsalar, O’ndan sonra hiçkimse o ikisini tutamaz. (*) Doğrusu O, Halîm (kâfîrlerin cezâlandırılmasında acele etmeyen)dir, Gafûr (çok bağışlayan)dır.

42-Ve (o müşrikler) eğer kendilerine gerçekten bir korkutucu (peygamber) gelirse, o ümmetlerin her birinden, elbette daha doğru yolda olacaklarına dâir bütün güçleriyle Allah’a yemîn ettiler. Fakat kendilerine bir korkutucu gelince, (bu) onlara nefretten başka bir şey arttırmadı.

43-(Bu da) yeryüzünde büyüklük taslamaktan ve kötü tuzak kurmaktan (dolayıdır). Hâlbuki kötü tuzak, ancak sâhibine dolanır. O hâlde (bunlar), öncekilere tatbîk edilen (İlâhi) kanundan başkasını mı bekliyorlar? Allah’ın kanununda ise aslâ bir değişme bulamazsın! Ve Allah’ın kanununda aslâ bir sapma bulamazsın (hak edene o azab, mutlaka gelir)!

44-(Bunlar) yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki, kendilerinden öncekilerin âkıbeti nasıl olmuş, baksınlar! Hâlbuki (onlar) kendilerinden kuvvetçe daha şiddetli idiler. Ne göklerde, ne de yerde hiçbir şeyin Allah’ı âciz bırakması mümkün değildir. Şübhesiz ki O, Alîm (herşeyi bilen)dir, Kadîr (herşeye gücü yeten)dir.

45-Eğer Allah, insanları kazandıkları (günahlar) yüzünden (hemen) cezâlandıracak olsaydı, (yerin) yüzünde hareket eden hiçbir canlı bırakmazdı! Fakat onları(n cezâsını) belirli bir vakte kadar te’hîr eder. Nihâyet ecelleri geldiği zaman, artık doğrusu Allah kullarını(n amellerini) hakkıyla görendir.

(*)“Bu kâinâtın Hâlık-ı zü’l-Celâl’i (celâl sâhibi yaratıcısı), Kayyûmdur. Yani bizâtihî kāimdir (kendi zâtıyla vardır), dâimdir (devamlıdır), bâkīdir. Bütün eşyâ O’nunla kāimdir, devâm eder ve vücudda (varlıkta) kalır, bekā bulur. Eğer bir dakīkacık olsun o nisbet-i kayyûmiyet (Kayyûm isminin varlıklarla alâkası) kesilse, kâinât mahvolur.” (Lem‘alar, 30. Lem‘a, 401)