Muhammed Numan ÖZEL

Muhammed Numan ÖZEL

Aldanıp aldanmaktan korunmak için

Malumdur ki her hadisenin bir arka planı bir de görünen kısmı var. Nasıl bizlere Birinci Cihan Harbinin zahiri ve hakiki sebepleri diye mekteplerde taallum ettikleri gibi. İnsan bazen ilk anda meyus iken mürur-u zamanla “elhamdülillah iyi ki olmamış, demek ki öyle olsa idi mahvolacaktım” diyerek önceleri meyus olduğuna mesrur olacak veya mesrur olduğuna eseflerle pişmanlık hissedecektir. Görünen ve görünmeyen hakikatler mürur-u zamanla tebarüz ederek nazarlara arz-ı endam eder. Milli Şair, “bizler bir hadiseden sevinir veya müteessir olurduk. Bediüzzaman’a gelip hadiseyi anlatırdık. Bize hadisenin arka planını anlatırdı. Çok defa müteessir olduğumuza mesrur, mesrur olduğumuza müteessir olurduk. Artık hadiseleri Bediüzzaman’a anlatmadan karar vermeyeceğim diye karar verdim” demiştir.

İnsanların bir meselede ustalık kesbetmesi ve onda terakki etmenin yolu o işin erbabıyla hem hal olmaktan geçmektedir. Çünkü işin erbabı o işin inceliklerini ve pratik yollarını bilir ve tatbik eder. Binaenaleyh bir insan alakadarlık peyda ettiği kimselere azami derecede dikkat etmelidir. Kainatta cari olan sirayet kanunu insanlar arasında intizamlı bir surette işlemektedir. Bir süre sonra kim kiminle beraberse zayıf olan kavi olana sureten hatta fıtraten de bir teşabühü cari olacaktır. Bu kaçınılmaz olan bir hadise olup misalleri nihayetsizdir. “Arkadaş! Nev'-i beşerde envâen dalâlete düşen fırkaların sebeb-i dalâletleri, imamlarının kusurudur. Evet, imamları bâtından bahsetmişlerse de, meşhudâtlarına itimâd ve iktifâ ederek esnâ-i tarîkten dönmüşlerdir.” (Mesnevi-i Nuriye ( 136)

Alakadar olduğumuz kimseler şayet müstakim kimselerse bizlere de istikameti gösterecek ve bizlerin de müstakim olma sürecimizi hızlandırıp bir nevi katalizör vazifesi yapacaktır. İnsan bir işi yaparken ya deneme yanılma yoluyla veya tecrübelerden istifade ederek kendi işini yapacaktır.

Bu süreçte gayr-i müstakim kimselerle alakadarlık peyda edersek ehl-i dalalete taraf olmak gibi vahim durumlara insan alakadarlık peyda ettiği kimseler sebebiyle bu yanlışa düşebiliyor. Hiç farkında olmadan. İnsan bu vehametin farkına vardığında ise ortada ne şiş ne kebap kalmış oluyor. Badi harab-il basra diye bir tabir vardır. Basra harab olduktan sonra manasına gelmektedir.

Muntazam işleyen sirayet kanununa istinaden alaka peyda ettiğimiz kimselerle sürekli bir sirayet/etkileşim vuku bulmaktadır. Madden ve manen bu böyledir. Bir toplulukla beraber olan kimse zamanla sureti de o topluma benzeyecektir. Mürur-u zamanla da sireti teşabüh edecektir. Bir topluma girince bir nur talebesi mümeyyez olarak fark edildiği gibi.

İnsan, üzüm alacakken bile üzüm satılan tezgahlara nazar ederken, kiminle alaka peyda edeceğine dikkat etmemesi bedbahtlık olup netticesi hüsrandır.

İnsan imanını muhafaza etmesi için esna-i tarikten dönenlerin cazibesine kapılıp müşahedatına iktifa edenlere kapılmaması da elzemdir. Gayr-i zaruri kimseler ekseriya cerbeze sahibidir. Hile ve fitnesini perde altından yürütür. Bu fitnekar kimselerden korunmanın ve fitnesini bertaraf etmenin yolu fitne ve hilesini izhar etmekten geçmektedir. Bunun için de Müdekkik ve Muhakkik olmalıdır. Laakal Avam olmalıdır. Nitekim fıkıhta avam tabiri ancak hak ve batılı ayırt edebilecek kadar ilmi ve basireti bulunana verilen ünvadır, bir alemdir.

“Ey uykuda iken kendilerini ayık zannedenler! Umûr-u diniyede müsamaha veya teşebbühle medenîlere yanaşmayın. Çünki aramızdaki dere pek derindir. Doldurup hatt-ı muvasalayı temin edemezsiniz. Ya siz de onlara iltihak edersiniz veya dalalete düşer boğulursunuz.” (Mesnevi-i Nuriye-126)

Hususan böyle bir asırda "Bâtılı iyice tasvir etmek, safî zihinleri idlâldir." Evet, menfîlikleri öğrenerek mücadele edeceğim gibi saf bir niyetle başlayıp, menfî şeylerle meşgul ola ola dinî bağları ve dinî salabet ve sadakatı eski haline nazaran gevşemiş olanlar olmuştur.” (Tarihçe-i Hayat-691)

Cerbeze sahibi kimseler hakkı batıl batılı hak göstererek “.. dar kalbli ve kısa akıllı ve kasır fikirli insanları aldatır.” (Lem'alar-87)

Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin şu sözü her nur talebesinin dimağında daima aks-i sada verip yankılanmakla kalmayıp reklam duvarlarında asılmalı medyada yer almalıdır.

  • Lübb’ü bulmayan, kışır ile meşgul olur.
  • Hakikatı tanımayan hayalâta sapar.
  • Sırat-ı müstakimi göremeyen, ifrat ve tefrite düşer.
  • Müvazenesiz ve mizansız olan çok aldanır, aldatır. (Muhakemat-49)

 

“Ve keza bir işde muvaffakıyet isteyen adam, Allah'ın âdetlerine karşı safvet ve muvafakatını muhafaza etsin ve fıtratın kanunlarına kesb-i muarefe etsin ve heyet-i içtimaiye rabıtalarına münasebet peyda etsin. Aksi takdirde fıtrat, adem-i muvafakatla cevab verecektir.” (İşarat-ül İ'caz-110)

“Bütün efkâr, kanaat, meslek ve meşrebler üstünde makam-ı sıddıkiyette yer tutmuş ve şahs-ı manevî-i Âl-i Beyt'in mümessili olarak hizmet-i Kur'aniyenin başına geçmiş Üstad Bediüzzaman'ın A'ZAMÎ İHLAS, A'ZAMÎ SADAKAT VE A'ZAMÎ FEDAKÂRLIK manasını ihtiva eden, gösteren ve işaret eden mesleğini nazara vermek lâzım gelmektedir. Ta ki, hizmet-i Nuriyede bulunacak Kur'an Şakirdleri kıyamete kadar bu düsturlar müvacehesinde hareket etsinler. Muvaffakiyetin ve rıza-yı İlahîye nailiyetin, ancak bu suretle mümkün olacağına kat'i kanaat getirsinler.” (Hizmet Rehberi-6)

Ve Risale-i Nur’un esasatı dairesinde hizmet edip, kimseye aklını ipotek etmesin. Çünkü lübbden insanları uzaklaştırıp Nur’u gösterip celbederek enesine insanları hadim yapmak gayretinde olanlar el’an görünmektedir. Ve ellerinde nurların şuaları görünmesi.. ve bazı mübarek ve kutsi tabirleri istimal etmeleri sebebiyle insanlar aldanmakta ve batıla safiyane veya menfaat icabı taraf olmaktadır ve insanlara da o mübtılı şa’şa ile reklamını yaparak aldatmak yolunu tutuyorlar ve tutturuyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum