Akdoğan: Bediüzzaman böyle değildi

Akdoğan: Bediüzzaman böyle değildi

Yalçın Akdoğan, nasıl olduğunu açıkladı

Risale Haber-Haber Merkezi

Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini anlattı. Star’daki Bediüzzaman böyle değildi” başlıklı yazısıyla Üstadın mücadelesini, ilkelerini, olaylar karşısındaki duruşunu ve davasını özetle açıklayan Akdoğan, Risale-i Nur’dan olduğu gibi Bediüzzaman’ın yaşamından da çıkarılması gereken dersler olduğuna dikkat çekti.

Akdoğan’ın yazısı şöyle:

Bediüzzaman böyle değildi

23 Mart 2012’de Bediüzzaman Said Nursi’nin vefat yıldönümü sebebiyle bir yazı kaleme almış, üstadın kişiliği, yaşamı ve mücadelesinin Risale-i Nur gibi bir şaheser olduğunu, örnek alınması gereken bir ibret vesikası olduğunu belirtmiştim: “Peygamber efendimizin mucizeleri arasında birinci sırada Kur’an-ı Kerim, ikinci sırada ise bizatihi kendisi, yani ‘güzel ahlakı’ sayılır. Onun fiil, hal, söz, siret ve sureti davasının hakkaniyetine bir delil olarak verilmiştir. Düşmanları dahi onu ‘Muhammedül Emin’ diye nitelendirmiş, doğru ve dürüst bir şahsiyet olarak görmüştür. Hal ile kal (söz) arasındaki uyumu ortaya koyamayan düşünce adamlarının eserlerine vurgu yapılmıştır ama örnek şahsiyet olarak kişiliklerine atıf yapılmamıştır. Risalelerden çıkarılması gereken dersler gibi, Bediüzzaman’ın yaşamından da çıkarılması gereken dersler vardır. Said Nursi gibi sayısız zorluklarla, türlü sıkıntılarla başedebilen çok az ‘dava adamı’ vardır.”

Bediüzzaman sürüldü, zehirlendi, suikastlere uğradı, taciz edildi, hapse atıldı, ama hiç kaçmadı. Medrese-i Yusufiyeyi (cezaevini) kendisine tebliğ merkezi haline getirdi:  

“Bütün ömrüm harb meydanlarında, esaret zindanlarında, yahut memleket hapishanelerinde, memleket mahkemelerinde geçti. Çekmediğim cefa, görmediğim eza kalmadı. Divan-ı harblerde, bir câni gibi muamele gördüm; bir serseri gibi memleket memleket sürgüne yollandım. Memleket zindanlarında aylarca ihtilâttan menedildim. Defalarca zehirlendim. Türlü türlü hakaretlere mâruz kaldım. Zaman oldu ki hayattan bin defa ziyade ölümü tercih ettim”.

***

Bediüzzaman ‘iman hakikatlerini dünyevi amaçlara alet ediyorlar’ şeklinde bir şüphe oluşmaması için her türlü maddi, dünyevi ve siyasi makamı elinin tersiyle itmiştir:

“Ben, cemiyetin îmanını kurtarmak yolunda dünyamı da feda ettim, âhiretimi de. Seksen küsûr senelik bütün hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum”.

Onun toplumsal hastalıklara karşı yazdığı reçetelerde isyan, başkaldırı, hizipçilik, grupçulukyoktu. Varsa yoksa  ‘muhabbet’ dedi, ‘ittihat’ dedi, ‘ümit, sıdk, hürriyet, meşveret’ dedi.

O, şahsını değil şahs-ı maneviyi öne çıkarmış, “Baki hakikatler fani şahıslar üzerine bina edilmez” demiştir.

O, iman hizmetinin manevi gücünden başka hiçbir kuvvete dayanmamış, güç ve iktidar hırsı peşinde koşmamıştır.

Siyaseti siyasetçilere bırakmış, ülkeye hizmet eden siyasetçilere hayır dua etmiştir.

Müspet hareketi benimsemiş; kirli yollara, tertiplere, tezgahlara kesinlikle tevessül etmemiştir, cevaz vermemiştir.

Öyle bir vicdana sahiptir ki, karıncayı bile incitmemiştir, hiçbir Müslüman’ın aleyhine iftira, karalama, tezvirat, tezgah yapmamış, insanların onuruyla oynanmasına müsaade etmemiştir.

Said Nursi, bulunduğu mekanları iş adamlarının uğrak yeri haline getirmemiş, kimsenin maddi-manevi nüfuzuna tenezzül etmemiştir.

Bediüzzaman rüyalarla, şehir efsaneleriyle, uydurma hikayelerle hareket etmemiş, ilmi, hikmeti, marifeti rehber edinmiştir.

Bediüzzaman hiç takiyyeci olmamış, hiç Müslümanlara savaş açmamış, hiç siyaset mühendisliğine merak sarmamış, hiç şantaj çetelerine prim vermemiş, hiç devleti ve siyasi iktidarı eline geçirme sevdasına kapılmamıştır.

Onun hayatı mücadeleyle geçmiştir ama amaca ulaşmak için her yolu mübah görmemiştir.

Hiçbir yabancı güç, odak, ülke, lobi onu yönlendirememiş, ülkesinin aleyhine faaliyetlerin içine sokamamıştır.

Bediüzzaman eseriyle olduğu kadar hayatıyla da bizim için numunedir, önümüzde duran önemli bir ölçü ve mikyastır.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
19 Yorum