Aile iklimi ve kariyer basamakları

 

İş hayatında “Aile mi iş hayatı mı?“ ikileminde başarı şartının aileyi ikinci plana itip işkolik bir yaşama biçimini tercih etmeye zorlayan yaklaşımın geçerli olmadığı ortaya çıkmıştır.
Sadece işe odaklanma mantığı mekanik bir yaklaşımdır. İnsanı robot olarak görmek uzun vadede motivasyon, yenilik ve gelişime engel teşkil ettiği anlaşılmıştır.
İnsanın mahiyeti, aklı, kalbi, ruhu, duyguları, hayalleri, beklentilerini dikkate almayan dar perspektiften bakışın geçerli olduğu dönem geride kaldı.

Risale-i Nur’da Haşir akidesinin şahsi ve içtimai hayatın saadetinin delili oluşunu da izah eden  bölümde ;
“Nev-i beşerin hayat-ı dünyeviyesinde en cemiyetli merkez ve en esaslı zemberek ve dünyevi saadet için bir cennet, bir melce, bir tahassüngâh (sığınak) ise aile hayatıdır” (1) diyen Bediüzaman’ın tespitine günümüz iş analizi ve insan kaynakları uzmanları yeni yeni yaklaşıyorlar.

İnsan denilen mucize eşref-i mahlûkatın çok yönlü unsurları bilinmek ve dikkate alınmak mecburiyeti vardır.
Globalleşme gerçeğinin ortaya çıkardığı çetin rekabet şartları, işletmelerin üstünlük kriterleri içinde en başa insan kaynaklarındaki üstünlüğü ele alınmasını mecbur kılmıştır.
Nedeni ise insan fıtratına yaratıcı Allah (c.c)  tarafından konulmuş sınırsız istidat ve kabiliyetlerdir. Vasıf, bilgi, beceri, çok yönlü donanım, zihin, kalp, duygu ve ruh sağlığı gibi bütün unsurları içine alan enerjisi yüksek entelektüel sermaye.
Yani sadece ne beyin gücü ne de beden gücü. Beyin ve beden gücüne ilave olarak “mutlu çalışan” konseptini hesaba katmak.

İnsan maddi ve mânevi çok unsurlar ihtiva eden muazzam bir sistemdir. Sistemin bütün unsurları ete birbiri ile hesap edilemeyecek kuvvette iletişim ve etkileşim halindedir. Basit bir diş ağrısının bütün maddi ve mânevi hayatı nasıl etkilediği düşünülürse, zihin, akıl, kalp, ruh, duygu vb… gibi haletlerin yaşama biçimine tesir etmemesi düşünülebilir mi?
Çalışma hayatında insan kaynaklarından faydalanma deyince sadece el, kol, beden ve beyin işleyişlerinden faydalanmak olarak basite indirgenemez.
Motivasyon vesileleri her gün değişiyor. İhtiyaç kalemleri arttıkça motivasyon araçları da artıyor.
Bilgi ve beceri olarak tam donanımlı insan unsurunun şevk, heyecan, enerji, motivasyon vesileleri olan şifrelerine inilemezse bilgi ve beceri katma değer üretmiyor.

Mutlu bir aile hayatına sahip olan insanların genelde bireysel hayatının temel dinamikleri olan mânevi hayatı da düzgün olduğu bilinmektedir.
Gençlerimizin de cahil oldukları ve istikbale hazırlık yatırımlarında aile hayatına hazırlık noktasında çok eksik, hatta sıfır olarak hayata atılıyorlar denilebilir. Japonlarda aile hayatına hazırlık anlamında “evlilik eğitimi” sertifikası almayanlara evlilik izni verilmediği şeklinde yasal bir zorunluluktan bahsediliyor. Teknolojideki başarıları ile geleneklerine bağlılığı birlikte başarılı bir şekilde yürütebilen Japonlar için Üstad Bediüzzaman,“Kesb-i medeniyette Japonlara iktida etmek lazımdır” sözünün önemi temel kriter olarak kabul görmektedir. Japonlar’da geleneklerine bağlılık aile müessesine verilen önem olarak sosyal hayata yansıdığı bilinmektedir.

Aile hayatında mutlu olamayan bir insanın on parmağında on marifet olsa da çalışma hayatında rutin dışına çıkamaz. Rutin tekrar, ezber ve refleks davranışlardır. Davranışları refleksleşmiş olanlar yeni fikirler, icad ve buluş yapamazlar. Bir de motive değilse en düşük performans olarak netice verecektir.
Halbuki, çetin rekabet ortamında sürekli yenilik ve tasarım yapamayanlar piyasada ayakta kalamazlar.
“İki günü eşit olan ziyandadır” hadis-i şerifinin gereği bütün işletmelerde sürekli iyileşme olmazsa olmaz şartlardandır. Yerinde sayan geri kalmıştır. Mutlaka yeni bir şeylere imza atacak yeni bir tasarımla ancak işletme hayatını canlı ve diri tutabilmek mümkündür.

Kariyer basmaklarında aile ikliminin önemi çok büyüktür. Zihin, akıl, kalp, ruhun imtizacı mutlu bir aile ortamında sağlanabilir. Yüksek performansın da şartlarındandır.
Hayata hazırlanan gençler, hayatın içinde olan yetişkinler, mutlu bir aile profili sergileyebilme becerisini gösterip gösteremediğinizi bir chek (kontrol) etmelisiniz.
Aile problemlerini yaşayan nice birikimler var ki, hayata değer katmadığı gibi iş yerine de katma değer üretmez duruma düşmeleri kaçınılmazdır. Onun için suyu getirenin de testiyi kıranın da aynı sayıldığı “memur” olmaya eğilim fazla olmaktadır. Memurlar çoğalınca da Üstad, “müstehlikler çoğalır, müstahsiller azalır” diyor. Yani tüketiciler çoğalır, üreticiler azalır. Sonuç, kriz….

Sonuç olarak kariyer basmakları mutlu aile ikliminden geçmektedir. Vasıf, donanım, bilgi, beceri meslek kazanırken aile hayatına hazırlık eğitimi ihmal edilmemelidir.
Temel dini bilgiler sahibi olmak yeter şart olup aile hayatının gerektirdiği psikolojik pratiklerin önemine dikkat çekmek istedim.
Hayata hazırlanırken aile hayatına da tam olarak hazırlanmak mühimdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.