Ahmet Davutoğlu, Said Nursi ve tabularla yüzleşme

Ahmet Davutoğlu, Said Nursi ve tabularla yüzleşme

Tarihçi Mustafa Armağan'dan yeni başbakan yorumu

Risale Haber-Haber Merkezi
 
Tarihçi Mustafa Armağan, yeni Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "tabularla yüzleşme ve Batı’yla hesaplaşma adına Cemil Meriç’lerin, Kemal Tahir’lerin, İdris Küçükömer’lerin, Said Nursi’lerin, Necip Fazıl’ların açtıkları parantezi kapatma şansını yakalayabileceğimiz bir öncü" olduğunu söyledi.
 
Ahmet Davutoğlu’nun akademisyen yönünin iyi kötü bilindiğini ama son 5 yılda düşünür-mütefekkir yönünün büyük ölçüde koltuğunun gölgesinde kaldığını hatırlatan Arğaman Zaman'daki yazısında, "Kendisi İslam’ın, Batı’nın mağrur modernliğine en yetkin cevabı verebileceğine inancını her fırsatta dile getirmiş ve Osmanlı çiçeklenişine daima özel bir anlam ve değer atfetmiştir" dedi.
 
Çeyrek asırdır tanıdığı Ahmet Davutoğlu'nun Türkiye için bir şans olduğuna dikkat çeken Armağan, "Düşünme kapasitesi, bilgi birikimi ve coğrafyası ve tarihinden sorumlu gerçek aydın profiliyle farklı ve parlak bir zihindir. Bu köşeyi ilgilendiren boyutuyla konuşursam kendisiyle tarih ve kültür alanlarında tabularla yüzleşme ve Batı’yla hesaplaşma adına Cemil Meriç’lerin, Kemal Tahir’lerin, İdris Küçükömer’lerin, Said Nursi’lerin, Necip Fazıl’ların açtıkları parantezi kapatma şansını yakalayabileceğimiz bir öncüdür" şeklinde yazdı.
 
Armağan yazısını şöyle sürdürdü:
 
"Nicedir dile getiriliyor: Tanzimat’tan itibaren başlayan ama son bir asırda, özellikle Cumhuriyet döneminde kemikleşen Batı hayranlığı ve kendimizi Batı’nın aynasında seyretme hastalığından kurtulmamız şart. Bu zihnî sakatlığın dış politikamıza yansıyan yönleri kadar zihnimizi emen ve kendimize bakışımızı çarpıtan sonuçlarını eğitim hayatımızda hep beraber yaşadık.
 
Kendi tarihine bizimki kadar gadreden, aşağılayan, aşağılık kompleksine yuvarlanmış bir sistemin can suyu nereden geliyor? Batı’dan ve Celal Al-i Ahmed’in dediği gibi ‘Batı-zedelik’ten elbette. Mesela şu pek bayıldığımız “Osmanlı’nın Kanuni’den sonra gerilemeye başladığı” söyleminin siyasî sonuçlarını görebilen kaç kişi var içimizde? Maalesef eline kalemi veya mikrofonu alan, sözü tarihe getirir ve Osmanlı’daki bozulmadan, çöküşten, gerilemeden, yozlaşmadan bahs açar. Medreseler şöyle yozlaşmış, böyle gerilemiş vs.
 
Osmanlı geriledi mi?
O zaman uyanık bir zihin şu soruyu sormalı değil midir:
 
Eğer bu bozulmuş dediğiniz medrese bugün çapına ulaşmaktan aciz kaldığımız her biri birer yıldız mesabesindeki Ahmed Cevdet Paşa’yı, Elmalılı Hamdi Yazır’ı, Zahid el-Kevserî’yi çıkarabilmişse ve aynı eğitimden nemalanan Bediüzzaman’ı yetiştirebilmişse bunun ‘bozulmamış’ denilen kısmını varın siz tasavvur edin. Batan güneş buysa öğle vaktinde nasıldı?
 
Sözde gerileyen ve gerileyerek çöken bir Osmanlı’nın torunlarının aşağılık duygusuna kapılarak ona düşman olmaları normal değil mi? Gerileyen bir kurumun tarihini kimseye okutturamazsınız, çünkü sıkılırlar. Başarılı şirketlerin gelişim hikâyesini öğrenmek isteriz de iflas eden şirketlerin nasıl battığını öğrenmek istemeyiz! Peki Osmanlı tarihinin son 300 yılını neden ısrarla bir gerileme/iflas tarihi gibi anlatıyoruz? Okumayın, öğrenmeyin der gibi…
 
İşte bu eğitim mantığıyla yetişen nesillerden özgüveni olan (lütfen bunu kaba böbürlenmeci milliyetçilikle karıştırmayın) bireylerin çıkması şansa kalmış. Oysa bir tarih eğitimi evet hamasete çok bulanmamalı ama insanlara tarihinin içindeki zembereği de öğretebilmelidir.
 
İşte Sayın Davutoğlu’nun önündeki zorlu görevlerden biri daha. Şu müzmin tarih krizimizi “tarihî derinlik” çerçevesinde yenileme ve bu çağa ve Türkiye’nin 21. yüzyıl vizyonuna oturtma görevi omuzlarındadır. Artık bu Türkiye’de Latife Hanım’ın mektuplarının bohçacı kadınlar gibi pazarlıklarla halktan saklandığı günlerin bitmesini, ATASE gibi bir askerî tarih arşivinin belge talebinize cevap dahi vermemek gibi lükslerinin olmamasını diliyoruz. En önemlisi de, 90 yıldır beyinleri yıkanan nesillerin Kemalist dogmalardan kurtarılması.
 
Çok şey mi istiyoruz yoksa? Oysa istediğimiz sadece “tarihî derinlik”… Bunu başaracağımıza inanıyorum.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum