Ah! Eski Ramazanlar mı? Oh! Şimdiki Ramazanlar mı?

Ramazan’a magazin penceresinden bakan medya klişeleşmiş, basmakalıp, kabak tadı veren sorusu;
“Eski Ramazanlar ve şimdiki Ramazanları nasıl buluyorsunuz?” sorusuna peşin ve hazır cevap;
“Eski ramazanlar daha güzeldi… Böyle güzeldi…” Bildik ezber sözleri her ramazanda malum medya tekrar eder/ettirir. Bu sorunun bilinç altında iyi niyeti bulmak mümkün değil. İnsanların hali hazırdaki ramazan coşkusuna illa ki gölge düşürmek istiyorlar. “Eskiden iyiydi ama şimdi tadı yok…” demeye getiriyorlar.

Soruya muhatap olan insanların özlemi ise aslında eski ramazanlardan ziyade eski yılların gençliğidir. Gençlik gitmiş “ah o eski gençlik yıllarım” diyeceği yerde farkında veya farkında olmadan “ah! O eski ramazanlar” diyorlar. Bu hissiyatı 50 yaşını aşmış birisi olarak sizinle paylaşıyor, resmen itiraf ediyorum. Eski ramazan özleminden bahsedenlerin hissiyatına tercüman oluyorum bütün kamuoyunun haberi olsun. Birisi bu itirafı yapmalıydı. Vakti şimdi imiş.

Gelelim şimdiki ramazanlara…
Gerçek şu ki, günümüz ramazanları geçen ramazanlara mukayese edilecek olursa bugünlere “hadsiz şükürler olsun Rabbimize” demek için sayılamayacak kadar sebepler var.

Kaç yıl oldu hatırlayamıyorum ama aynı eski ramazan sorularına muhatap olan merhum Dr. Halûk Nurbaki’nin cevabını çok iyi hatırlıyorum. Yine bir ramazan günü televizyonların biri çok değerli muhterem doktora mikrofonu uzatmıştı. “Eski ramazanlar…” falan.
Dedi ki;
“Ne eski ramazanlardan bahsediyorsun kardeşim bu günün ramazanları daha güzel. 4 yaşındaki çocuğun elinden orucu alamıyorsun. Eskiden öyle değildi işte…” Sözlerinin devamını hatırlayamıyorum ama bu “4 yaşındaki çocukların elinden orucu alamıyorsun” sözünü gayet net hatırlıyorum. Allah rahmet eylesin, kabri nurla dolsun, mümtaz bir münevver bir insandı. Eserlerinden de sohbetlerinden de çok istifade ettik.

Efendim bugünün ramazanlarının güzelliklerine gelince,
Ramazanın mânâsını yaşayan insanların keyfiyet ve kemiyet olarak oranı çok daha fazla
Televizyonlardaki programlar çok zengin. Özel kanallar ve TRT’nin kaliteli zengin içerikli programlarını seyretmekten kendimi alamıyorum şahsen.
Eskiden sadece TRT vardı, Ramazan akşamı bir bant kayıt aşir okunur, bir şiir, ardından emekli bir paşa yüzeysel teğet geçen dini bilgileri ile çıkar sözü laikliğe dayardı. Ruhsuz, dinle diyanetle ilgisi olmayan kuru, yavan bir ramazan programının nesi güzel?

Eski adı bulvar basını veya boyalı basın dedikleri, bugünün kartel medyası, ramazana yaklaşınca sanal, uyduruk irtica haberlerini manşet yapardı. Bugün yeni farkına vardığımız “Fadime Şahinler, Ali Kalkancılar”ın uyduruk haberlerini gazete ve tv’lerde “Dan!...Dan!...” milletin beynine çakarlardı. İşte o günler de eski ramazan sayfaları arasına girdi. Ramazan coşkusunu gölgeleyen insanları sinir eden ramazanların neresini özlesin insanlar?

Eski ramazanların güzelliğinden bahsederken bir de,  ta Osmanlı döneminden tevarüs eden eğlence programlarına atıf yapılarak mukayese yapılıyor.
Ya kardeşim eğlence ise eğlence, gezmek görmek, yemek, içmek dersen düne eskiye göre her şey daha fazlasıyla var. Televizyonlarda, ramazan çadırlarında ne güzel programlar var ilgi görenlere göre. “Helal dairesinde” her şey var.

Evet bugünün ramazanları kim ne derse desin eskinin ramazanlarına göre çok çok daha coşkulu, geniş katılımlı.
Eğer, “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır” ve “her şeyin iyisine bak” kaidesine göre hadiselere bakarsak güzellikler çok.
Hayat anlayışı, bakış açısı, iman gözü ile, hayat değerleri doğru yapılanmış insanlar güzellikleri görebiliyorlar.
Elbette ecdadımızın geçmişte ramazanları güzel yaşadığı zamanlar olmuştur. İbret levhaları elbette çoktur. Bugün soruya muhatap olan biz yaşlıların eski ramazanlarına göre günümüz ramazanları çok çok güzel diyebiliriz. Bugünkü değerlendirmeler yakın tarihe ilişkin yapıldığında şimdiki ramazanlar daha güzel.

Mutluluk güzellik insanların içinde, ruh dünyasında. Mutsuzluğu olumsuzluğu meslek ittihaz etmiş, her gün cımbızla kusur aramaya odaklanmış insanların ruh hali zaten hep mutsuzluk üretiyor. Allah feraset ve basiret versin diyelim.

Umum Risale Haber okurları ve âlem-i İslâm’ın ramazanlarını tebrik ediyor, azami feyizlere mazhar olmalarını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum