Aforizmalar - 3

Söküklerimi dikerken, döküklerimi toplarken kapı çalacak; biliyorum.
***
Apar topar alıp götürecekler beni; mevsim/in dallarında salınırken meyveler, rüzgâr taze bir serinlik, yeni bir heves getirmişken...
***
Beklemekten hoşlanmıyor musun? Beklemeye geldik buraya; kendimizi... Nöbetini tutmaya kendimizin; iki nefes arası...
***
Yaşadığının farkındaysan yaşının adını unut; farkında değilsen... yine unut!
***
"Çıkmaz Sokak"lardan çık, "dolaşma" sokak sokak; kendini (kendinde) ara!
***
Bir yağmur ol bağlara, bahçelere, (hele) çöllere; niceleri için için yanarken, yanıp tutuştuğun var mı bir c/an için?
***
Hangi terazi tartar (benim) sevgimi; beni seven bir gönülden başka...
***
Yaprağı dinle; ne der? Ne diyor bu şehrin bulutları?
***
Duy... ellerinden düşen zamanların sesini!
***
Çoğalan heveslerini gördüğün kadar; azalan nefeslerini de gör!
***
Görmek neymiş; onu gör! O'nu gör!
***
Gözlerinden başka gözlerinin olduğunu gör!
***
Unuttun (mu) bir randevun vardı! Ah, yine geç kaldın... kendine!
***
Aynalarda yok musun yoksa! Eğer öyleyse... ah!
Eyvah, eyvah, eyvah!
***
Işığın mı soldu yoksa! Duymak, okumak var/dı mevsimlerin sesini, rengini, ve sairesini; n'oldu? Bir çekirdekte görmekti koca bir ağacın hevesini; n'oldu ha!
***
Bir yıl dört mevsim: İlkbahar, yaz, sonbahar, kış.
Bir gün dört mevsim: Sabah/ilkbahar; öğle/yaz; ikindi/sonbahar; gece/kış.
Bir andan ötekine mevsimlerden mevsimlere düşmektesin; telaşelerin gürültüsü bir sussa, duyacaksın adımları/nı; ama ölüm duymayacak telaşelerin/in sesini; seni ansızın (tam vakti/nde yani...) bulacak! Gidecek, gideceksin! Göreceksin!
***
Ömrüm! Ne zaman geldi; ah, ne çabuk gider? Yabancıladığım bu gelecekler gelmiş de arkadaş olmuşum aklığına saçlarımın! Bedenimin, ruhumun her an değişen kılığına kıyafetine ayak uydurmaya çalışıyorum.
***
Sevgili gül!
Sen kimden aldın bu hevesi, bu rengi... ki âşıklar sırılsıklam
sana!
***
Sevgili kalem!
Emellerim bitmiyor, şu ölüm başımdan gitmiyor. Yaz sevgili
kalem! Yaz ölümü ki... Yaz ki... Ah, yıkılır birdenbire içimde durmadan yükselen (ne)ler...
***
Kalbin/in sızısını, incecik sevincini, sonsuzluk türküsünü dinle!
***
Ey arsız ihtiyaçlar! Bir varmış bir yokmuş bu dünyada çoğalıp durmayın!
***
Bir de bilsem; hangi kelimeler çoğalıyor, hangileri azalıyor
dilimde/kalbimde/halimde...
***
Bir de kırsam zincirlerimi, açsam pencereleri/mi sonsuza...
***
O'nsuzluğun beni ondurmadığını bildiğim; kendime geldiğimdir; güldüğümdür.
***
Öyle bir çığlık atsam ki... adı "hürriyet" olsa, adı "hakikat" olsa...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum