Acı, özünde boşluktur

Allah'a iman etmek, varlığının karşıkonulmaz delillerinin yanında, insana da iyi geldiği için vazgeçilmezdir. Bana sorsalar mesela, ki büyük ihtimal kabrimde sorulacak bunlar, Allah'a imanımın öncelikle 'bana iyi geldiği' ve 'zaten öyle olduğu' için kalbimde olduğunu söylerdim. Karar vermiş olmanın dayanılmaz güzelliğini; tereddüt yaşamayan, arada kalmayan bilemez. Arada kalmak, iki (veya daha çok) varlık içindeki yokluktur. Bin'in kapısında dilenmemiş, yani ki bin'in arasında kalmamış, Bir'e dua etmek nasıl güzeldir, anlamaz.

İhtimal hesaplarının çileli yükü, hayattaki bütün musibetlerin fazlasıdır. Gideceğin yeri bilmemek, en yorucu yolculuklardan beterdir. Sılası olmayan gurbet, gurbetin en beteridir. Musibeti musibet yapan da onun kararsız kılışıdır zaten. Acı, seni kararsız kılandır önce. Anlamsızlıktır. Elini nereye koyacağını bilemediğin. Kalbine neyi sokacağını seçemediğin. Neyi/kime söyleyeceğine karar veremediğin. Tutunamadığın. Doğruyu akıl edemediğin... Boşluk... Acı, özünde boşluktur. Boşluktan haber verendir. Boşluktan, yani yokluktan. Tutunamamaktan.

Ey aşk-ı beka ile aç yaratılan, senin için yârinin olmadığı, yani izini göremediğin her yer boşluktur. Varlık sahasının terkidir.

"(... ) ebedinin sadık dostu ebedî olacak. Ve bakinin ayine-i zişuuru bakî olmak lazım gelir... " ve "Dalâlet ve şer ve musibetler ve mâsiyetler ve belâlar gibi bütün çirkinliklerin esası, mayası ademdir, nefiydir. Onlardaki fenalık ve çirkinlik, ademden geliyor. Çendan suret-i zâhirîde müsbet ve vücudî de görünseler, esası ademdir, nefiydir. "

Bediüzzaman, bir ilahı kabul etmeyişin bir kurtuluş değil, milyonlarca yeni ilahçıkla uğraşmak anlamına geldiğini söylüyor eserlerinde sık sık.

"Evet, nasıl mîrî malından kırk parayı çalan bir adam, bütün hazır arkadaşlarına birer dirhem almasını kabul ile hazmedebilir; öyle de, 'Kendime mâlikim' diyen adam, 'Herşey kendine mâliktir' demeye ve îtikad etmeye mecburdur. "

Sen de mecbursun, Bir'e inanmayı reddettiğinde bin'i ikna etmeye, Bir'e dua etmediğinde bin'e dil dökmeye, Bir'den şifa beklemediğinde bin'in kapısında dilenmeye... Arası yok bunun. Sen de mecbursun. Keşke 'mülkümdür' demekten vazgeçsen. Arazi mafyalarıyla uğraşmaktan kurtulacaksın böylece.

Doğru, tastamam rahat ettirir ve ettirendir. Doğruyu rahatından/huzurundan tanırsın. Çünkü mülk senin olmasa, sen gibi başkasının da olmaz, ancak Onun olur. Kime hesap vereceğini bilirsin. (O, hesap gününün sahibidir. ) Kime döneceğini bilirsin. (Dönüşünüz ancak Banadır. ) Neyi tutacağını bilirsin (sapasağlam bir kulp). Zaten iman nedir ki başka: "Ondan başka ilah yoktur. " Ve kalpler ancak bunu bilmekle, tekrar tekrar bilmekle, tekrar tekrar hatırlamakla ve 'hatırlatmakla kendine' (zikirle) tatmin olur.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum