Abdest, Athena Gökhan, Müslümanlık algısı

Abdest deyip geçmeyin.

Karda-kışta, sıcakta-nemde hiç ara vermeden, bıkmadan/usanmadan beden ve ruhumuzu paklayan bir arınma yolu…

Namaz evvelinde, Rabbin huzuruna en temiz şekilde varmanın adıdır abdest.

Namazla beraber adeta yekpare olmuş, ‘Kuddüs’ isminin bir numunesi abdest, Müslüman olmanın şiarıdır aynı zamanda.

Müslüman, Müslümanlığını abdestle ilan eder, huzura abdestle girer.

Tabi bu kadar ehemmiyetli ‘farz vazifesi’ iken hepimize ülfet kesbetmiş.

Önemi ve ehemmiyeti sıradan olmuş, nasılsa yemek yer gibi, havayı teneffüs eder gibi olmuşuz.

Geçen hafta Athena grubunun solisti olan Gökhan’ın abdest alırken çekilen resmi, manşetlerin süsü oldu.

Dini yayın yapan portallar dışında belki abdest bu kadar manşetlere girmemişti.

Günlerdir konuşuluyor, tartışılıyor.

Zira bu sefer abdest alan kişi şöhretin zirve noktalarına varmış, dövmeli-mövmeli, Avrupai tarz giyinen, hariçten baktığınızda ise;  “Bu mu abdest alacak sonra namaz kılacak yahu?” diye ilk akla getirdiğiniz Athena grubu solisti Gökhan…

Evet, garip olan da bu!

Peki, nedir bu kadar manşetlere girecek kadar tesirli olan bu abdest?

Toplumda alışkanlık haline getirilen cami cemaati dendi mi; klasik İslami usullere göre giyinen, aksi olanı reddiye ile cemiyet dışına iten bir ‘itici’ algı var.

Şartlar değişip, zaman başkalaşmasına rağmen insanları tek tipleştirici, fıtrat dışına çıktığınızda toplumun klasik algısından uzaklaştığını hatta tekfirle, haşa Allah hesabına dinden uzaklaştırılabiliyorsunuz.

Böyle şöhretli ve Avrupai giyinen birinin abdest almasına hayranlık duyan biri iken; Allah’a yönelmeyi gaye etmiş, kabul olsa da, olmasa da abdest alıp namaz kılacak Athena Gökhan için “dövme ile abdest olur mu?” sorusunu gündeme getiren mütedeyyin insanları kınıyorum.

El insaf diyorum!

Siz böyle adamları kaç kere abdest alırken görüyorsunuz yahu Allah aşına, kaç kere aklınızın ucundan geçirdiniz de adamın abdestini tartışmaya açıyorsunuz?

Hele bir durun, hele bir tebrik edin, takdir edin, o makamda iken Allah’ı gaye etmek çok mu suhuletli sanıyorsunuz?

Oturduğunuz rahat döşeğinde bu türden şöhret girdabına girip de Allah ile dost olan kaç kişinin ebedi hayatı için vesile oldunuz?

Ama buna mukabil Gökhan yaptığı açıklamada ise, bırakın bir abdest görüntüsüyle gündeme gelmeyi, yedi yaşından beri namaz kıldığını ve terk etmediğini söyledi.

Sayın Hatipoğlu’nun videosu ile de cevap verdi.

Meğerse Gökhan Özoğuz; Cerrahi tarikatına bağlı bir müridmiş.

Kalp ehli bir kahraman...

Dışı ne kadar süslü-püslü, dövmeli-mövmeli olsa da Allah’ın izniyle Gökhan kardeşimizin kalbi Allah aşkı ile yanıp tutuşuyor.

Yürekli adammış…

Gökhan iyi biliyor ki; şöhret ve dünya zevkleri onun manevi dinamiklerini dolduramıyor, dünya saltanatına da sahip olsa illa iman illa iman diyecek.

O, Allah ile bir rabıta yoluna girmiş, biz her ne kadar harice bakıp mana yükleyemiyorsak bile, Allah’ın hidayet edişi, iradesi, kudreti, rahmeti, hepimizin üzerindedir.

Bu mütedeyyin insanların Gökhan üzerindeki yanılgıları idi.

Bir de portrenin diğer yüzü var.

Yıllarca Gökhan’ı sefihâne yaşadığını düşünüp de abdest alışını hazmedemeyenler…

“Yahu Gökhan sen ki dövmeli, Athena grubunun solisti, ‘o ses Türkiye’nin jürisi falanda filan… Nasıl abdest alırsın, ya da namaz kılarsın? Kafayı mı yedin Gökhan?... Yok, sen bizdensin, Müslümanlık seni bozar, hafızamızdaki Gökhan tahayyülünü bozmayız, bozamayız…”

Evet; dar düşünce ve görüşler, manşetleri bir solistin abdestini hazmedemedikleri için süslediler.

Kafalarındaki Müslüman portresi delindiği için etekleri tutuştu.

Yıllardır, Yeşilçam filmlerinde imam ve din adamları; üçkağıtçı, dalavereci, zampara olarak tanıtıldı.
İşte bu hadiseler hala onların toplum üzerindeki bir paradoksu.

Geçen twitter üzerinde bir ateist aynen bana şu şekilde soru soruyor?

“Sen ki mühendissin, üniversite okumuş bilgili birisin, nasıl dindar oluyorsun?”

Şaka değil, 20 yaşındaki bir delikanlı, kafasına empoze edilen Müslüman portresi onu bu yola süluk etmiş.

Ama evelMurallah deliniyor. Müslümanlık algısı değişiyor, birçok ünlü umreye yolculuk yapıyor.

Müslüman; elinden dilinden kimseye zarar vermeyendir.

 Bediüzzaman’ın tabiriyle “Aklın nuru fünun-u medeniyedir, vicdanın ziyası ulum-u diniyedir. İkisinin imtizaciyle hakikat tecelli eder.” Yani Müslüman aklını fenlerle, kalp ve vicdanını da dini ilimlerle doldurup ve ikisini birleştirerek hakikate ulaştıracaktır.

Her birinin noksanlığından ya dalalet ya da taasup ortaya çıkaracaktır.

Bu da peygambervari Müslüman olmanın, en kâmil insan olmanın önündeki en büyük engeldir.

Dünya buhran geçirirken, kardeş kardeşe adavet ederken bu şekilde, bu prototipte Müslüman olmak zorundayız.

Dünyanın manen fethi ve ebedi hayatımızın kurtuluş reçetesi budur.

İşte sevgili dostlar, Athena Gökhan’ın abdest alışı bana manaları açtırdı.

İnşallah Gökhan’la beraber, Murat Boz da, Kenan İmirzalıoğlu da, Fenerbahçeli Volkan da, Galatasaraylı Selçuk da ve diğer tüm hanımefendiler de kalbi iman aşkıyla çarpan birer sanatçı ve sporcularımız olurlar.

Gökhan’la tanışmak isterim.

İki kelam lakırdı yapmak ve dini mevzularda hasbihal etmek ve de kendisine iman hakikatlerini ders veren Risale-i Nurları tanıtmak isterim.

Uhuvvet Risalesi, İhlas Risalesi ve 23. Söz’ü beraber mütalaa etmek isterim.

İsterim, zira onun da benim de çokça ihtiyacımız var.

Yok mu beni Gökhan’la buluşturacak?

Hem ikimiz de aynı şehirde yaşıyoruz, ne fırsat ama değil mi?

Twitter: https://twitter.com/OmrCelebi

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum