950 bin insan özyurdunda mülteci!

950 bin insan özyurdunda mülteci!

Orta Afrika’da iç savaş 935 bin insanı iç göçe zorladı.

Başkent Bangui’de 515 bin civarında insan güvenlik sebebiyle evlerinden ayrılırken; insanlar okul, medrese, cami ve kilise gibi 67 farklı toplu yaşama alanında yaşıyor. Yardım derneklerinin pek çoğu da can güvenliği endişesiyle havalimanından dışarıya ayrılamıyor.

Fakirlik, yoksulluk, yolsuzlukların had safhaya vardığı çağımız Kara kıtasının en taze sorunlarından biri de Orta Afrika… Yaklaşık 1 senedir diken üstündeki ülkede son 1 ayda yaşananlar yeni bir Ruanda potansiyeli arzetmekten uzak durmuyor… 2 günlük bu yazı-dizimiz için Orta Afrika Cumhuriyeti’nde yaşanan gelişmeleri bu ülkeden yeni dönen Afrika Uzmanı ve İHH İnsanî Yardım Vakfı Afrika Direktörü Serhat Orakçı ile konuştuk. İşte Orta Afrika’da yaşanan son gelişmeler ve Orakçı ile yaptığımız söyleşiden kesitler…

Önce 1958 yılında özerkliğini, sonra da 1960 yılında bağımsızlığını ilan eden Orta Afrika Cumhuriyeti’nin kaderi, diğer pek çok Afrika ülkesinin yazgısından farklı olmadı… Ülke bağımsızlık ilanından sonra da bir Fransız eyaletinden farksız olmadı, bir dönem diktatöryal yönetim hakim oldu ve hiçbir zaman da istikrar olmadı.

Ancak geçtiğimiz yılın ilk aylarında 5 farklı fraksiyondan oluşan Seleka Koalisyonu’nun ülkenin kuzeyinden güneydeki başkent Bagui’ye gelerek 5 bin kadar silahlı milisle yönetimi ele geçirmesinin ardından Cumhurbaşkanı François Bozize yurtdışına kaçtı. Geçtiğimiz 24 Mart’ta yönetim Müslüman Cumhurbaşkanı Michel Djotodia’ya geçti.

MİLYONLUK DRAM BAŞLADI

Orta Afrikalıların dramı Bozize’nin yurtdışına kaçmasıyla başladı. Yurtdışına kaçarken devletin kasasını boşaltan Bozize, yandaşlarını tahrik edip finanse ederek Anti Balaka’ların ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Suça alışkın çetelerden oluşan Anti Balakaların sınır tanımayan zulmü, Orta Afrika vatandaşlarını kendi öz yurtlarında parya haline getirdi.

Başkent Bangui başta olmak üzere insanlar toplu yaşama alanlarına akın ederken, gıda ve ilaç ihtiyaçları had safhaya vardı. 4 Ocak 2014 tarihi itibariyle ülke genelinde 935 bin insan yerinden olmuş durumda. Bu rakamın 515 bin civarındaki kısmı başkent Bangui’deki hareketliliklerden oluşuyor.

Sadece Bangui’de evlerinde kendilerini güvende hissetmeyen insanlar, 67 farklı toplu yaşama alanında yaşıyor. Bu 67 farklı toplu yaşam alanını da okul, cami, kilise, hastane, medrese gibi hemen hemen akla gelen her yer oluşturuyor. Bangui Uluslararası Havalimanı da insanların akın ettikleri yerin başında geliyor.

Binlerce insanın kaldığı havalimanında kapılar kapandığı için, insanlar havalimanı kapısında izdiham oluşturuyor. Ayrıca ülkedeki şiddet olayları sebebiyle yardım kuruluşlarının havalimanından dışarı çıkamıyor…

ÜLKEDE HAYAT DURDU

Ülkedeki durumu özetleyen en önemli söz, hiç şüphesiz hayatın durduğu gerçeği!.. Göçmen sayısının her geçen gün arttığı ülkede hükümete ait hemen hemen tüm faaliyetler durdu. Memurlara maaş ödemesinin yapılamadığı ülkede eğitim faaliyetleri de durma noktasında…

Eğitim faaliyetlerinde bulunması gereken okullarda, şimdilerde Anti Balaka zulmünden kaçan insanları ağırladığı için eğitim faaliyetleri yapılamıyor. Pek çok iş yeri kapalı durumda olduğu başkent Bangui’de ticarî hayat da bitmiş durumda.

GIDA VE İLAÇ EN BİRİNCİL İHTİYAÇ

Yardım derneklerinin daha önce farklı statülerde yardımlar gerçekleştirdiği Orta Afrika, şu anda acil yardım ihtiyaçlarını önceliyor. Bütün ticarî faaliyetlerin durduğu ülkede gıda ihtiyaçları had safhaya varmış durumda. İlaç ihtiyacının da arttığı ülkede, özellikle çocuklar açısından salgın hastalıkların yayılmasından korkuluyor. Geçtiğimiz günlerde İHH Afrika Direktörü Serhat Orakçı, ülkede yaşanan dramın her geçen gün arttığını kaydederek, “Birleşmiş Milletler’in açıkladığı rakamlar her geçen gün büyüyor, bilanço giderek ağırlaşıyor.

Bu sorunun çözümünün de her geçen gün daha da zorlaştığı anlamına geliyor. Biz insani yardım çalışmaları çerçevesinde bölgeye bir takım yardımlarda bulunduk.

Ama bunlar pek tabii yeterli değil. Yardımların giderek artması gerekiyor. Bu konuda da Türk kamuoyunun Orta Afrika’ya daha dikkatli olması gerekiyor. Çünkü Afrika’da yakın tarihte 1 milyon insanın öldüğü Ruanda gibi bir örnek var. Orta Afrika’nın Ruanda’ya dönüşmemesi lazım” dedi.

Rejim savaşı din mücadelesinde evriliyor

Orta Afrika’daki mücadele esasında bir din savaşı değil. Ancak şu anki Cumhurbaşkanının bir Müslüman olması, devrik liderin ise Hristiyan olması, yaşanan durumu bir din içerikli savaşa dönüştürüyor. Anti Balakalar Cumhurbaşkanı’nın Müslüman olması sebebiyle Müslüman halka yönelik baskılarını artırıyor ve tabiri caizse Müslüman avına çıkıyor.

İNSANLIK KEFEN PARASINA MUHTAÇ

Orta Afrika’da katliam şebekesi Hıristiyan Anti Balaka’lardan kaçan halk, toplu yaşam alanlarında yaşıyor. Kaçamayanlar ise Anti Balakaların elinde son nefesini veriyor. Ülkede yaşanan parasızlık sebebiyle ölülerin kefenlenmesi bile sorun arzediyor. Ölülerin kefenlenebilmesi, yardım derneklerinin verdikleri paralarla mümkün olabiliyor.

Akit

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.