Atlas Han'ın yapımında, çevredeki eski Bizans ve Roma yerleşkelerinde bulunan dini ve askeri binalardan getirilen taşlar da kullanılmış. Duvarlarda dini motiflerle süslü büyük taşlar ve sütun başları dikkati çekiyor.

 

Tamamen harabe haldeki han, bugüne kadar hiç restore edilmemiş. Etrafı tel örgülerle çevrilen ve çobanlar tarafından uzun süre koyun Ağılı olarak kullanılan esere, zaman zaman kaçak kazı yapanlar tarafından zarar verilmiş.

 

Höyükburun Köyü Muhtarı Recep Yılmaz Demirer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Atlas Han'ın köylerinde bulunan tek tarihi eser olduğunu söyledi.

 

Handa kullanılan taşların, 5 kilometre uzaklıktaki Roma ve Bizans döneminden kalma yerleşim yerlerinden taşındığını ifade eden Demirer, "Burası şimdi harabe durumda. İlgilenilmezse tamamen yıkılarak, yok olacak. Yetkililerin bir an önce burayı restore ettirip, turizme kazandırmalarını istiyoruz" dedi.

 

 

Atlas Han'ın uzun süre çobanlar tarafından kullanıldığını, ancak artık buna müsaade etmediklerini anlatan Demirer, şunları kaydetti:

 

"İki sene önce çobanlar uyarıldı. Şimdi koyunlarını buraya getirmiyorlar. Çobanlara kızıyorduk ama gördük ki bunlar burada bekçilik de yapıyorlarmış. Kaçak kazı yapanlar, burada çobanlar olduğu için gelemiyorlardı. Şimdi sahipsiz. Adeta talan edilmiş vaziyette. Göz göre göre bu tarihi hanın yok olması bizi üzüyor. Köye uzak olduğu için sürekli ilgilenemiyor, koruyamıyoruz. Bu esere sahip çıkılmasını bekliyoruz."

 

 

"Burası kurak bir bölge. Ülkemizin en az yağış alan bölgelerinden. Topraklarımız verimli. Fakat kuraklık olursa hiç verim alınmaz. Halk arasında anlatılan bir efsaneye göre; yaşlı bir kadın yılların Bereketli gittiği zamanlarda, bol bol saman yaptırmış. Bu samanları da saklamış. Aradan geçen birkaç yıl sonra büyük bir kuraklık olmuş ve kıtlık baş göstermiş. Böylece yaşlı kadın, samanları satarak, parasıyla bu Atlas Han'ı yaptırmış. Köyümüzde şöyle bir tekerleme söylenir; 'Sakladım sarı samanı, geldi zamanı. Sattım parasıyla, yaptırdım Atlas Han'ı."