Dünyanın en kabalık Müslüman nüfusa sahip Endonezya'da, 50 yıl aradan sonra ilk defa Hristiyan kökenli bir kişi vali olarak atandı.

 

Endonezya'nın başkenti Cakarta'nın yeni valisi olarak atanan ve etnik kökeni Çin olan Endonezyalı Basuki Tjahaja Purnama (Ahok) yemin ederek görevine başladı. Nüfus bakımından dünyanın en kabalık dördüncü ülkesi olmasının yanı sıra Müslüman nüfusun ez fazla yaşadığı Endonezya'da böyle bir atamanın yapılması tarihi açıdan önemli bir adım olarak yorumlanıyor.

 

Yemin törenine yeni Cumhurbaşkanı Joko Widod'un katılması, Ahok'a verdiği desteğin göstergesi olarak yorumlanıyor. Tören nedeniyle başkentte geniş çaplı güvenlik önlemleri alındı.

 

Yeni Vali Ahok, daha önce yeni Cumhurbaşkanı, eski Cakarta Valisi Joko Widodo'nun yardımcısı olarak görev yapıyordu. Ahok,  2017 yılına kadar Cakarta Valisi olarak görev yapacak.

 

RÜŞVET BASKINLARIYLA ADINI DUYURDU

 

Ahok, Cakarta Vali Yardımcılığı görevindeyken basın mensuplarının katılımıyla yapılan rüşvet teftiş ve baskınlarıyla tanınıyor. Ahok'un Cakarta Valiliğine getirilmesini istemeyen bazı İslami gruplar, Ahok'un rüşvete karşı yürüttüğü çalışmaların reklam amaçlı olduğu savunarak, bir aydır protestolar düzenliyordu.

 

Endonezya yasalarına göre görevini bırakan valinin yerine, yardımcısı vali olarak atanıyor. 250 milyonluk nüfusunun yüzde 87'si Müslüman olan Endonezya'da, nüfusun yüzde 10'nu Hıristiyanlardan oluşurken, nüfusun yüzde 15'lik kesimi ise etnik kökeni Çinlilerden oluşuyor.

 

aa

 

BEDİÜZZAMAN'IN BENZERİ BİR SORUYA CEVABI

 

Gayrı Müslimlerin Türkiye'de bürokratik ve askeri makamlara gelmesiyle ilgili sorular yaklaşık 100 yıl önce de gündemdeydi. Doğuda aşiretlere başta meşrutiyet olmak üzere hak ve hürriyetler bağlamında bir çok konuyu anlatan Bediüzzaman Said Nursi, gayrımüslimlerle ilgili soruyu Münazarat adlı eserinde cevaplamıştı.

 

İşte o soru ve Bediüzzaman'ın cevabı:

 

Sual: Şimdi Ermeniler kaymakam ve vali oluyorlar. Nasıl olur?

 

Cevap: Saatçi ve makineci ve süpürgeci oldukları gibi... Zira, meşrutiyet, hâkimiyet-i millettir. Hükûmet hizmetkârdır. Meşrutiyet doğru olursa, kaymakam ve vâli, reis değiller, belki ücretli hizmetkârlardır. Gayr-ı müslim reis olamaz, fakat hizmetkâr olur. Farz ediniz ki, memuriyet bir nev’i riyaset (başkanlık) ve bir ağalıktır. Gayr-ı müslimlerden üç bin adamı ağalığımıza, riyasetimize şerik (ortak) ettiğimiz vakitte, millet-i İslâmiyeden aktâr-ı âlemde (dünyanın her köşesi) üç yüz bin adamın riyasetine yol açılıyor. Biri zayi (kayıp) edip bini kazanan, zarar etmez.