30 dakika zulmü

30 dakika zulmü

2014'te 3.5 milyar liraya ulaşan paket servis sektöründe, A2 ehliyetli çalışana talep patlaması yaşanıyor.

 Lüks restoranlardan bakkala kadar yüz binlerce kişinin istihdam edildiği piyasada denetimsizlik ve kayıtdışılık kol geziyor. Çoğu asgari ücretle çalışan servis elemanları, '30 dakikada teslim' zorlaması yüzünden iş güvenliği yanında kendi ve başkalarının hayatını hiçe sayıyor.

İnternetten yapılan siparişler ile hızlı yemek kültürü birleşince tüketiciler, paket servis pazarını 3.5 milyar liralık büyüklüğe taşıdı. Günlük 1 milyon sipariş verilen fast food sektöründe, servis elemanı patlaması yaşanıyor. Lüks restoranlardan mahalle bakkalına kadar herkes, A2 ehliyetli çalıştırınca, piyasada denetimsizlik ve kayıtdışılık kol geziyor.

GAZETELERİN ÜÇÜNCÜ SAYFASINDA BİTEN HAYAT

Ancak sektör çalışanlarının en önemli sorunu “30 dakikada teslim' gibi kampanyaların küçük kafelere bile yayılması ve buralardaki kuralsızlık. Konunun insani yönüne dikkat çeken uzmanlara göre, birine '30 dakikada siparişi teslim edeceksin' dediğiniz an o kişi, ister istemez iş güvenliğini hiçe sayacaktır. Sırf bu nedenle yaşanan trafik kazalarında bazılarının sonu gazetelerin üçüncü sayfalarına haber oluyor. Konuştuğumuz çalışanlardan birinin yaşadıkları için söylediği “30 dakika zulmü” ifadesi de habere adını veriyor.

SİPARİŞ YETİŞMEZSE YA AŞINDAN YA İŞİNDEN

“Çoğu 20'li yaşlarda, lise mezunu ve başvurduğu işe aynı gün başlar” diyen Y. T. asgari ücret artı performans usulü çalıştığını söylüyor. 3 yıldır emek verdiği sektörü şöyle özetliyor: “Eğer zamanında teslim etmezsen ücretinden veya işinden olursun. Kapının önüne konulma korkusu motoru bir arabanın önüne kırdırıyor veya kırmızı ışıkta gaza bastırıyor.” Bayrampaşa'da çalışan başka bir servis elemanı mağduriyetini, “Pidecide bile 30 dakika kampanyası var. Müşteri bedava yemek için kapıyı açmaz sonra şikayet eder.

Kimi zaman patron ücretinden kesmeye bahane arar” sözleriyle aktarıyor.

AYDA BİN 200 LİRA KAZANIRIZ

Ünlü bir restoran zincirinde çalışan T.M. ise siparişin gecikmesi durumunda maaşlarından herhangi bir kesinti olmadığını ve bahşişlerle bin 200 lira civarında kazandığını paylaşıyor. Şube sayısının fazlalığından bahsederek, gelecek sorunun önünü şimdiden kesiyor: “Ben memnunum abi, yükselme olanağımız var.” Yanımızdan ayrılırken, 'Son bir şey' diyor: “Şu kaskta yazan firma ismi sayesinde hız yaptırmıyorlar bize.” Verilen mesajla konunun aslında ne ile ilgisi olduğunu çoktan anlıyoruz.

Herşey benimle ilgili

Sektördeki restoran, dernek ve yemek sipariş siteleri, 'Konunun bizimle ilgisi yok' diyerek görüşmek istememişti. Kahramanımız 'orhanorhun' başına geleceklerden habersiz gündüz vakti, düz yolda ilerlemekteydi. Bu düğüm çözülmeliydi. Yılmadı, defalarca sipariş vererek paket çocuklara ulaştı. 30 dakikadan az sürede vardığı yerde, ayak üstü alınteri sohbetlerine korkusuzca dahil oldu. Suçluya gelince, tüm bunlar kahrolası kasımpatıların yüzünden olmuştu. Gazete için aldığı masraf fişlerini kaybeden kahramanımız anladı ki, konusu insan olduğu sürece ona karada ölüm yok.

Paket çocuklar

Trafikte, yolda yanınızdan hızla geçen bu insanların piyasadaki adı, 'Paket servis elemanı'. Gerçek hayattaki karşılığı ise, düşük ücretle, sosyal güvencesiz çalışıp, siparişleri zamanında yetiştirmek için uğruna kendi ve başkalarının hayatlarını tehlikeye atmak.

YÜZBİNLERCE KİŞİLİK İSTİHDAM

Kapısını çaldığımız Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı (TESK) Bendevi Palandöken, paket servis pazarının internet ve mobil telefonlar sayesinde yılda yüzde 15'ler civarında büyüdüğünü söylüyor. Sektörün iş bulamayanların umut kapısına dönüştüğünü belirten Palandöken, “Artık en küçük kafede bile bir servis elemanı var ve Türkiye genelinde belki de yüz binleri bulan bir istihdam söz konusu. Her A2 motor ehliyeti olanın bu işe alınmaması gerekir. Hijyen konusunda olduğu gibi, iş güvenliğinde de denetim olsun ve bu tür iş yerleri kamuoyuna açıklansın” diyor.

Firmalara servis elemanı tahsis eden bir firmada çalışan K.M. herhangi bir eğitim almadıklarını, kask dışında bir önlem olmadığını söylüyor. K.M., sağına soluna bakmadan anlatıyor: "Bazen bir restoran bazen de yol kenarında büfe. O haftaki vardiyam nereye yazılırsa. Ünlü markalar bize göre daha iyi olur ama yol aynı; sektör aynı.”

İnsanlığı da ezip geçiyorlar

İş Güvenliği Uzmanı Suat Çalmaz, sorunun sadece trafikle ilgili olmadığını aynı zamanda firmaların iş güvenliği açısından denetlenmesi gerektiğine işaret ediyor. “30 dakikada eve teslim gibi pazarlama yöntemleriyle bazı firmalar, aslında insanlığı da ortadan kaldırıyor” diyen, Çalmaz, “Müşteriler arasında sırf bulunmasın diye yanlış adres verip siparişi bedavaya getirmeye çalışanları duyuyoruz. Bu nedenle, firmaların fiziki çalışma şartları yanında etik şartları da yeniden düşünmesi gerekli. Bir kontrol olmayınca, 18 yaşından küçükler ve hatta motor ehliyeti olmayanlar çalıştırılıyor” tespitini yapıyor. Çalmaz, ülkemizde birçok mesleğe ilişkin standartların yeni belirlendiğini paylaşıp ve ekliyor: “Haliyle standardı işverenin insafına kalmış oluyor.” Çalmaz ilgili bakanlıkların konuya acil el atması ve cezai yaptırımların uygulanması gerektiğini de vurguluyor.

Yeni Şafak 

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.