Ülkede yaklaşık 200.000 kişiyi etkileyerek ciddi bir hastalık olan AS (Ankilozan Spondilit) hastalarının yüzde 40’ı hasta olduklarını ve hangi doktora gideceğini ise bilmiyor. Türkiye Romatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. İhsan Ertenli, “Türkiye’de AS tanısı, hastaların doktora ilk başvurdukları tarihten ortalama 8 yıl sonra konabilmekte fakat hastaların başvurduğu ilk hekimin romatolog olması halinde bu süre kısalabiliyor. Fakat bunların sayısı Türkiye’de 250’yi geçmediği için hastaların doktora erişiminde sıkıntılar yaşanabiliyor.” diyor.

    40 yaş öncesinde başlayan ve üç aydan daha uzun süre yavaş yavaş devam eden ‘inflamatuar bel ağrısı’na sahip kişilerde AS olma olasılığının olduğunu dile getiren Ertenli, hastalığın erken teşhisinde kontrol altına alınabileceğini belirtiyor. Hastalığın, kadınlara oranla erkeklerde daha sık görüldüğünü ifade eden Ertenli, bu rahatsızlığın kişilerde çocuklarını kucaklarına alıp kaldırmasını, gece rahat uyuyamamasını hatta ayakkabılarını giymelerini bile engelleyebileceğini belirtiyor. Rahatsızlığın verdiği engelleme duygusuyla psikolojik sorunların da oluşabileceğini belirten profesör sözlerine şöyle devam ediyor: “AS çoğunlukla genç yaşlarda ortaya çıkan ve omurga, kuyruk sokumu kemiği ile leğen kemiğini birleştiren sakroiliyak eklemleri etkileyen bir romatizma hastalığıdır. Genç yaşlarda en üretken çağda ortaya çıkan bu hastalık, sabahları yol açtığı tutukluk nedeniyle işe gitmeyi zorlaştırmakta, çalışma hayatına ara verilmesine dahi yol açabiliyor.” Hastalığın son aşamasında bazı hastalarda toplum arasında da ‘kamburluk’ olarak ifade edilen sırt ve boyun deformasyon görülebileceğini aktaran Ertenli, “AS’nin bel fıtığındaki ağrıdan en önemli farkı, ağrının istirahat halinde artması ve hareketle azalmasıdır. Her 100 AS hastasından yedisinin öyküsünde bel fıtığı ameliyatına rastlanmaktadır. Hastalık en çok bel fıtığıyla karıştırılıyor.” diyor.

Zaman