Hüseyin YILMAZ

Hüseyin YILMAZ

27 Mayıs Darbesi alçakça bir cinâyet!

Dünyanın her yerinde devletin varlık sebebi millettir.

Aslî vazifesi; milletin saâdet ve bekâsına hizmet etmek. Yâni: Efendi değil, hizmetli... Türkiye Cumhuriyeti, kaidenin çarpıcı istisnası. Hayatî vazifesi: Osmanlı'nın Batılı düşmanlarına rahat bir uyku bahşetmek, altı asırlık korkularını depreştirmemektir. Millete dayanmaz, millete rağmendir. Tehlike, milletin ta kendisi. Ayakta kalması, payandalara bağlı. Belli başlıları: Ordu, CHP, yargı, üniversite ve en geniş mânâsıyla bürokrasinin tamamı...

Tek parti devrini müstebidâne bir idâre ile geride bırakan devletin ilk tökezlemesi, varlığına bir mecburiyetle rızâ gösterdiği Demokrat Parti'nin kontrolden çıkmasıdır. Müstebit Şeflerin idâresi altında boğulan milletin Demokrat Parti'ye çöl kazazedelerinin suya koşması gibi teveccühü, efendi devletlilerce tahmin edilememiştir. 14 Mayıs 1950'de milletin CHP'nin şahsında tokatladığı devlet, ilk şaşkınlığın ardından intikâm hazırlıklarına başlar...

"Şartlar olgunlaştığında ihtilâl meşru olur!" hezeyânını savuran İnönü, şartların kemâlini beklemek yerine, bizzat teşebbüs eder. 27 Mayıs Darbesi, bir cinâyetten çok, ardı arkası kesilmeyen cinâyetler zincirinin birinci halkasıdır. Kastettiği hayat, sadece Demokratların değil, bir milletin bütün bir hayatı ve yekpâre geleceğidir.

Millet irâdesinin CHP'nin teşvik ve taktikleri ile askere boğdurulduğu alçakça bir cinâyettir, 27 Mayıs Darbesi.

Domuz ağılının kapısını aralayanlar, ilk domuzun değil, bütün domuzların cürümlerine ortaktırlar. 1960'da siyaset arenasına elinde silâhıyla orduyu "buyur" eden CHP ve yaşlı lideri İnönü, bütün darbelerin birinci sıra faili olarak suçlu ve nazarımda müttehemdir.

Peygambere yalan söyletmek, Katolik rahibi zinaya zorlamak şenâati kabilinden Türk Yargı'sının nâmusu, sırtlarında adalet cübbesi taşıyan bir takım gönüllü haydutlar ile ahlâkı zayıf hukuk mensuplarına iğfal ettirilir Yassıada'da. Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın idamı, milletin idamıdır. 27 Mayıs ve müteâkip bütün darbelerin failleri, millet mahkemesinde yargılanıp cezalandırılmadığı müddetçe, adâlet yerini bulmamış olacaktır. Darbecilerin gasp ettikleri, torunlarından bile alınıp gerçek sahibi olan millete iade edilmelidir. Yassıada, bu metruk hâli ile darbecilere kabristan yapılmalı, darbecilerin kemikleri Menderes ve arkadaşlarının hücrelerinde üstü açık mezarlarda sergilenmelidir.

Menderes ve iki güzide bakanı darağaçlarında ölüme mahkûm eden asker ve yargı bir daha iflâh olmadı, olacağa da benzemiyor. On yılda bir darbe yaparak millete kan kusturan, geleceğini mahveden darbecilerin birinci sıra yardımcıları da hiç değişmedi: Devletin diğer payandaları. Milletten ümidini kesen CHP, her devirde asker ve yargıyı siyâsî bir manivela olarak kullandı fütursuzca, kullanmakta da devam ediyor. Beşerî herhangi bir dalgınlık CHP'lileri evlerine değil, Anayasa Mahkemesine sürüklüyor.

27 Mayıs'ın üzerinden elli yıl geçmiş... Türkiye hâlâ demokrasiden, hürriyetten ve millet hâkimiyetinden çok uzakta. AK Parti'nin korkusuz, samimî ve serdengeçti tavrı ile alınan mesafe bile henüz bir arpa boyu kadar. Ergenekon, Islak Belge ve Balyoz dâvâlarına rağmen hâlâ darbe tehdidi altında yaşıyoruz. Heyhat!..
(Bugün)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum