İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi'nin İlham Veren Hayatlar Konferanslarının ikinci konuğu İstanbul İl Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan oldu. Öğrenciler 15 Temmuz gecesi yaşananları ve İstanbul Emniyeti'nin en tepesine giden başarı hikâyesini birinci ağızdan dinleme şansı yakaladı.

Fatma Altınbaş Konferans Salonu’nda gerçekleşen söyleşiye İstanbul Bağcılar İlçe Emniyet Müdürü Erden Bursalı, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Altınbaş, mütevelli heyet üyeleri ve akademik kadronun yanı sıra birçok öğrenci katılım sağladı. Hain darbe girişimi gecesinde yaşananları tüm gerçekliği ile anlatan Dr. Mustafa Çalışkan o gece yaşananların hiçbir açıklaması olmadığını belirterek, “Bir insanın annesine, babasına, çocuğuna ateş etmesi ne demek ise bu da öyle bir şey. Kimse merak etmesin. Devletimiz bu işi yapanların hepsinden hesap soracak ve soruyor da. Bu olay tarihimize kara bir leke olarak geçti. Ama ülkemizin insanlarının hürriyetine, özgürlüğüne, demokrasisine, namus ve haysiyetine sahip çıkışını hep hatırlayacağız” dedi.

“İlk emrim kimsenin görevini terk etmeyeceği yönündeydi”
“Verdiğim ilk emir kimsenin silah teslim etmeyip, görevini terk etmeyeceği hatta gerekirse silahla karşılık verileceği yönündeydi” diyerek sözlerine devam eden Çalışkan, “Bu kararı iyi ki de vermişiz. İstanbul polisinin tamamıyla gurur duyuyorum. Arkadaşlarım canını bile düşünmeyip, tereddüt etmeden, mevki ve aile düşünmeden karşı koydu. Bunlardan bir tanesi benim. Ben köprüde çatışma başladığında çocuklarımı sonradan hatırladım. İlerleyen saatlerde onları aldırıp başka bir yere götürmelerini istedim. Hiçbirinin de aklına gelmediğini biliyorum” şeklinde açıklamalarda bulundu.

“Polis teşkilatımız ve vatandaşlarımız güzel bir sınav verdi”
Vur emri vermenin kolay olmadığını da vurgulayan Çalışkan, “Şu anda bu kararı verir misiniz deseler atmosfer buna uygun değil. Cenab-ı Allah orada da sadece bana değil tüm herkese aynı duyguyu verdi. Yanınızda insanlar vuruluyor ve İl Emniyet Müdürü olarak şu talimatı veriyorsunuz: ‘Yakaladığınız askerlere kötü davranmayın.’ Bu ateş etmekten daha zor bir iş. Genç bir polisin üniformalı bir askere ateş ederken halini düşünün. Bu bizim tarihimize uyan bir şey değil. İsim dahi veremediğim kişileri bizim insanımız olarak kabul etmiyorum. Yaptıkları bizim tarihimiz, kültürümüz ve inancımızla alakalı şeyler değil. Bu insanlar hangi sebeple elinde taş dahi olmayan vatandaşlarımıza uçaksavarlar, G3’ler ve bombalarla saldırdılar? Bunlar araştırılıyor ve devam de edecek. Orada zor olan hiç kimseye zarar vermeden bu işi yapabilmekti. Polis teşkilatımız ve vatandaşlarımız güzel bir sınav verdi” ifadelerini kullandı.

İHA